böylece yüzüne bir dal çizerim
güzün uçurtması kuşlarla
konuşurken çakıl taşlarına vurur
sesinde suyun zamanı…
zaman, suyun kalbindeki çocuklar.
bak, daralan ölçülerde bir şey var
büyüyen anlamlarda çoşkulu uyum
farklı bir hatıra,
o yeşil küpelerle baktığında
sırmalı düş aynalara…
bildin mi onu?
geceleri kar altında büyür
ağlar hep mavinin yazgısına
seni ilk o renkte gördüm ben,
batmış gemi armalarında, kartpostallarda
böylece gökten yüzüne küs düşer
utançtan kızaran üç elma
olgun bir üzümdür mesela konuşsan
sussan bir narın ilkgençliği
kararan pazarlarda hamaldı çocuklar
bak sezilen duyguda bir şey var
meşeden fıçılarda saklanıyor konyak
böylece bir bakmışsın sarnıçlarda
akşamları ağırlayan çocuklar
küçücük bir ricadır!
ne olur bir on gün kadar elin elimde kal.
gülerek yüzüme bakarken
tedirgin oluşum umurumda değil
karakollar değil, borsa tatilleri, aşk şiirleri
tüm çizgilerde hastalıklı bir yan
boşver, dudaklarınla göğsüme mızıka çal
kıskanmalar yan flüt alınganlığım keman
bak, kayalıklarda hırçın kıpırdanışlar var
kandillerin altında susamlı bir uyku
yani beşbin yıl kadar yüzün yüzümde kal
gemilerde karanlığı ezber eden akşamdır çocuklar
senin o karanlıktan birkaç yıl alacağın var.