binlerce kişinin yürüdüğü çığlık çığlığa
toprağıma basışlarındaki iç titreyişler
bir savaşı kazanırken ya da yenilirken aşkta
düşün uğultusunu fışkıran kanın damarlarda
aynıdır dallara yürüyen baharla
tozlu fünyelerde rüzgâr atılan dinamitlerde hırs kalbirn gibi patlayan el bombaları avucumda
yani sen
nice bayraklar dikerken yalnızlığımın burçlarına
esir düşmek ardında kalan kül tablasında
sönük sigaralar mermi, boş kadehler süngü
düşün hızla koşan atların vuruluşuyla tozduman yarılmış süvari alaylarım çocuk bakışlarınla
savaş ilan ettiğim fermandaki aşk lekeleri
imza
kapılarını kuşatan yorgun kumandan
yani senin içindi
denizin gemilerin batırdığı camkırığı mürekkep
işgal altındaki yerlerde gözyaşlarımdan çeteler
yarılan savunma hattımda bütün devrik krallarım
vurulacak biliyorum muzaffer komutan edalarıyla
düşün sarsılarak yenilmeyi yanan uzaklarda
çünkü her ihtilalde birileri harcanır haklı haksız
dağılmış ordularım terlemiş avuçlarına
yani yalnız…