bir akşamüstü bütün ağaçlarını
hışırdayarak dolaştığım sokak aralarında
tutkularınıza benzeyen gözyaşlarınız
ıslattı gömleğimi
neşeyi kalkan
acıyı vurucu güç diye kullanan
siz
-sen demeyişimi bağışlar mısnız-
bakışlarınızın sarkacında titreşen heyecan
ölüm caddelerinin kıyısındaki deniz
kadar müthiş
bir o kadar tutarsız
ve inanın, dörtte dört kadınsınız
kıyı kahvelerinde Gencebay
çay kaşıklarıyla bağlanıyor Rodrigo’ya
herkesin çizdiği kendi portresidir
tahta masaya
sarhoşluğum sarhoşluğunuza doyamıyor
sarhoşluğum
sarhoşluğunuzda niyetsiz ayılmaya
ağlamamalıydınız öyle, dayanamıyorum
sarhoşken bakmamalıydınız gözlerime
ellerim ellerinize tutsak
dudaklarınız dudaklarımda ortanca
kara haberlerde genç ölümleri sayıyorum
balkonlarda kuruldu bile akşamüstü pazarları
genç kızlar yaşanmamış şarkılarda, Neveser
göbekli tüccar gülüşmeleri zehirliyor
zakkumları
-dün gece miydi Saccho ile Vanzetti’ye ağlaştığımız-
göğüslerinizde uyanmak
her sabah başka keder
hangi ufka yaslandınız gene
sesinizi tanıyamadım telefonda
biraz çarpıntılı, çokca ürkek
ocakta yemeğiniz vardı galiba
-söylemeliyim, istemesem de üzülmenizi-
kocanız her şeyi biliyor aslında