Güneşin altında yüzyıl kalsa da
Asla kurumaz üstündeki kan, asla!
Öyle korkunçtur, tüyler ürperticidir öyle
Şaka sözcüğünü duymamıştır bile.
Dost eller içindir
Sımsıcak sapım
Ve düşman göğüsler için
Buz gibi çeliğim.
Utancı kan temizledi,
Aşağılanmışlık da temizlendi kanla,
Yalnız hançerin üzerindeki kan,
Yüzyıllar geçti temizlenmedi hala.
Benimle birlikte sen de anlıyorsun:
Kimi korkaktır, yiğide çıkmışsa da adı,
Kimiyse gerçekten yiğit
Duyulmamışsa da adı sanı.
Sağır ve kör oldu muydu hançerin
Ağlamakdır, kardeş, kaderin.
Dünyanın her yanında bu
Yüzyıllardır böyledir,
Yiğidin eline geçdi mi
Paslısı da kılıçdan keskindir.
Hançerine sarıldın
Ama düşünmek için bir an dur,
Hançere kılıfından güzel yer yokdur.
Hançeri ustalıkla kullanabilmek için,
Uz bir elden çok, kafa gerek insana.
Buz gibi soğuksa da,
Harlayıp yandığı da olur,
Çocuk doğurmaz ama
Yetimler ondan olur.
Aptalın elinde,
Tezcanlı.
Bilgenin elinde,
Ağırkanlı.
Çift ağızlı hançerim! İki ağzın iki şarkıdır:
Biri düşmanlarımın ölümünü,
Biri ülkemin özgürlüğünü şakır.
Hançer saz değildir gerçi
Ama yine de iki türkü bilir:
Biri ölüm üzerinedir,
Özgürlük üzerine biri.
Öldürdüğüme acır,
Öldürmem gerekenden nefret ederim…