Nasıl kırık dökük,
yarım yamalak, eksik,
nasıl yamalı hayatlar
geçiyor gözlerimin önünden.
Bir zanaat mutsuzluk sanki:
Öğrenip bir önceki nesilden,
onyıllarca didiniyoruz
ve kuşkuya düşsek de bazen,
sanıyoruz ki
böyledir, iyidir,
ne olacak ki başka,
budur hayat zaten.
Ya beceremiyoruz biz bu işi,
ya da becerecek bir şey yok zaten.