Yatarken seyrimde kırklar destinden
İçiren şerbeti sen değil misin?
Şirin için nice kayalar delip
Öldüren Ferhad’ı sen değil misin?
Kerem de yanmadı Aslı yoluna
Mecnûn da gark oldu aşkın seline
Beni asıp zülifünün teline
Bağlayan kaskatı sen değil misin?
Nice bir çekeyim adû kahrını
İçirdin her zaman aşkın zehrini
Yıktın viran ettin gönül şehrini
Sevmeyen cenneti sen değil misin?
Serimden aklımı alıp yitiren
Bir derdimi bin deftere yetiren
Âhiri her derdi başa getiren
Gurbeti doğuran sen değil misin?
Ulu bezirgandan almalı bacı
Arasan bulunmaz dünyanın ucu
Nakşi tarikin urunup tacı
Giydiren hil’ati sen değil misin?
Rakiybe uyup ta içimi çeküp
Gözümün göherin yerlere döküp
Kırk iki yaşında belini büküp
Kocadan Ruhsati sen değil misin?