Depreşir kör devenin dertleri tırnağında
Azdıkça akşamları suskun çiçekte polen
Umut kısrağı kişner yeniden Kafdağı’nda
Son gülün yaprağında
Başlar bir ıslak şölen
Gecenin gözlerinden dökülen serçelere
Nemli bir meltem örer gözlere uykuları
Islanır kertenkele toprağın yarığında
Dere en dar yerinden düğümlerken suları
Kavalın korkuları
Çobanın çarığında
Sürüklenir duygusuz dağlardan bahçelere
Akşam eteklerinden bir günü daha yırtar
Gecenin kollarında şımarır kara görkem
Fahişe döşündeki çift topuzlu bir kantar
Gün biriminde tartar
İffeti dirhem-dirhem
Gözyaşları dökülür kirlenen akçelere
Yıldız menevişinde yıkandıkça karanlık
Gecenin sokağında ay dolanır sabaha
Devrilir kaldırıma gönüllerde bir anlık
Şahlanan kahramanlık
Ve kalkamaz bir daha
Tutunur yüreğine saplanan ökçelere