Sn. İsmail Müftüoğlu’na…
Konuk olsak kırk cem’e, bir dolu câm gelmiyor,
Başımıza baht denen o serencâm gelmiyor…
Tasın yarısı dolu, bardağın yarısı boş,
Boşa koyduklarımız doluya tam gelmiyor…
Bir han ki, iyi atlar gitmiş beyatlılarla;
Havası hancı ile gören avam gelmiyor…
Şehvet aşkı vuralı, sevgi terk etti kalbi;
Turna kanatlarında yârdan selâm gelmiyor…
Riyâdır bir yalanı bin misline büyüten,
Riyâkar borsasında gerçeğe zam gelmiyor…
Kanatıyorken rûhu doğrunun dikenleri;
Hayâlî bir gül ile kalbe ilhâm gelmiyor…
Kavuk ve kaftan değil, Süleyman’dı muhteşem,
Ha demekle hadime bir ihtişâm gelmiyor…
Gün öyle bir yosma ki; kanarsan kan ağlatır,
Sabah çıkıyor evden, ama akşam gelmiyor…
Nâdan virân edeli şu gönül bahçemizi;
Bin lâlezâr versek de, bir gül-endâm gelmiyor…
Mecnûn ta Haşre kadar sahrada serâb olsa;
Elif el etmedikçe, leyline “lâm” gelmiyor…
Kaç kere bir nâm için nâme yazdın feleğe?
Ey Sâdi, senden özge sana bir nâm gelmiyor! ..