Bize haram bu şehrin saçlarını okşamak
Cumbalardan çağlayan fesleğen ıtırında
Nasırlı elimize namahremdir gül teni
İstanbul kim biz kimiz
Hangi hasretle nemli mavi-yeşil gözleri
Hangi bûseye açık erguvan dudakları
Gönlümüz bir kadehtir
Bu aşkın şarabıyla sarhoşuz, derbederiz
O sevmiyorsa bizi alır da başımızı
Sevdamızın dönülmez yollarına gideriz
Bize yasak bu şehrin güllerine dokunmak
Gözleri suya düşmüş bir çocuk yanağında
Sinemize samyeli eteğinin meltemi
İstanbul kim biz kimiz
Hangi vahşiden kalma yanaktaki diş izi
Hangi hoyratın işi gerdanındaki bere
Mutsuz bakışlarında kanarken umudumuz
Sevdamız can telidir
Hasret tezenesiyle çalsın diye bu aşkı
Gönül bağlamamızın ak göğsüne gereriz
Bilmezler İstanbul’un koynunda uyuyanlar
O umutsuz vuslata rüyalarda ereriz
Her sabah üstümüze çökse de köy bulutu
Her gece altımıza bir İstanbul sereriz
Hoyrat sanmayın bizi garibiz-gamzedeyiz
İstanbul’u bizlere çok görenler utansın.
Bilmezler bu dilberin mahremiyiz diyenler
Oysa biz bu sevdayla aç kalan kurtlar gibi
Her gece İstanbul’un Harem’ine gireriz