Önce bir yılan gözü girer görüntüye
Sonra bir geyik boynuzu yakın plân
Taş plâklardan süzülmüş eski bir çiftetelliden
Çifte su verilmiş kılıcın menevişine
Tırmanır yeşil gözlü zehirli sarmaşıklar
Işığı arkadan vermek zor
Alnında ergenlik sivilcesiyle bir dinozor
Ayaklarında kuş sesinden çarıklar
Selâmlar bir yokuşu sivilce
Dinozorun amorsundan Anamur yolları
Yolun iki yakasında katmerli zakkumlar
Üfler soğutmak için bir martı sıcak suları
Kanatlarında kurumuş denizden kalan kumlar
Değişik bir açıdan neftî nal sesleri
Abanır ensesine alnından vurulmuş gülün
Bir akrep iğnelenir açık yerine tülün
Sağdan girer görüntüye İsa’nın havarîsi
Sakalında “Mâide”den kalma son kırıntılar
Veraset ilâmı sol elinde
Son toprak ağasının susamış su vârisi
Saba Melikesi’ni ortadan ikiye biçer
Bir midye kabuğuyla çizerek bir varisi
Yıllanmış baldıranı üç yutkunuşta içer
Belkıs’ın ağdalanmış bıldırcın baldırından
Belkıs baygın/ ayakta ağanın su vârisi
Arkasından sürüyle serçe yürürken yaya
Çok uzaklardan geçer Babil’in süvarisi
İç/Gece
Sahne sekiz / zamanda esrik bir an
Belkıs yerde / yer gökte / sekizinci figüran
Görüntüye gelmeyen Babil’in bahçeleri
Dış/Gündüz/Sahne Dokuz
Slow-zoomla Ferâmuz’un faresi
Doksan dokuz bölümlük dizinin son karesi
Bu karede de “yok”uz