Birden bitiverir ıssız yollarda
Yazın kuş sesinde eriyen rüzgâr
Bir türkü yakar ki kuru dallarda
Sanırsın dal değil çürüyen rüzgâr
Hıçkırır yarlarda bir figan gibi
Yakası yırtılmış Mihriban gibi
Dağılır yollarda toz-duman gibi
Dağların burcunu bürüyen rüzgâr
Sanki bir leventtir elinde pala
Bir nâra atar da yekinir dala
Ansızın şahlanır kalkar dörtnala
Önce ağır-ağır yürüyen rüzgâr
Mutsuz bir gelindir harman yerinde
Gizli sevdası var kanar derinde
Ümitler üşürken eteklerinde
Kuru yaprakları sürüyen rüzgâr