Süt mavisi bir rüzgârdır akşam
Benzi soluk sahillerin susuzluğundan esen
Sen yoksun sesim yok ne dünde ne yarında
Kar ayazında moraran umudun ayaklarında
Birer diken gibiyiz bu sahilde ben ve sen
Gel artık son güreşte yenik düştüm sabrıma
Süzül dolunay gibi gecenin indiği yerden
Zamanı sokmuş akrep yel kovuyor yelkovan
Bal üretmez arılarla uğuldamakta kovan
Uçup gitti kelebekler çiçeksiz bahçelerden
Gel artık o son ninniyle tara perçemini aşkın
Dursun artık gece gündüz salladığın şu boş beşik
Dök zülfünü onulmaza dertlerimi ondur
Kor dudağınla kalbime bir öpücük kondur
Ört kapıyı daha fazla aşınmasın eşik
Gel artık uğrun-uğrun gülümseyip durma
Cilveli cemren ile beni kışımdan çıkar
Yıllardır çalmasını umduğun saat için
Nicedir beklediğin o çılgın vuslat için
Gir içime mızrak gibi beni dışımdan çıkar
Gel artık bu sahilde sonsuzluğa susadım
Ey sayısız gemilerin değişmeyen yelkeni
Çok türküler eskittik bülbüllerin sesinde
Nedir bekleyen bizi eşiğin ötesinde
Nereye gideceksek gel artık götür beni
Gel artık can aşkıma bunca susamışken
Ömür haclegâhımda hâlâ o ilk ihtişam
Zamanın zemzeminde yıkandım durulandım
Hasretin havlusuyla silindim kurulandım
Sahilimde süt mavisi bir rüzgârdır akşam