Yine hangi geminin ardından mendil salladın
Ellerinde unutulmuş sevdanın sıcaklığı
Hülyalı gözlerinde eksilmeyen buğusu
Gemiler uğramayan o sefil sahillerin
O ıslak büyüsüyle deniz kabuklarının
Donan gülüşündür kayalardaki yosun
Bakışın son martının çığlığıdır enginde
Gözüne içirdiğin uzaklık kan renginde
Can çıngısıyla yanıp üşürken yalnızlığın
Beni hatırlıyor musun kadın
Saksılarında yeşeren kuş sesleriydi kahkahan
Umutlarını sulardın fesleğenlerde
Sarmaşıklara sardığın sevda şarkıları
Çikolata tadında vanilya kokuluydu
Ilık bir nefes gibi okşardı kulağımı
Pencerenden esen meltemlerde
Silinmedi gözlerime boyadığın yeşil bakış
O gözler ki ne sevdalar işlemiştir nakış-nakış
Kaçırma gözlerini dilimin ucunda adın
Sen O’sun kadın
Bu kaçıncı giden gemi seni sahilde bırakıp
Böyle enginlere bakıp
Sürecek mi bekleyişin
Gönlün o buruşturduğun mendilin gibi elinde
Kimi bekliyorsun hâlâ tükenişin sahilinde
Yine hangi dönmeyecek gemiye mendil salladın
Ki gözlerinde aşkın kan ıslaklığı kadın