Ne uzundur gece, ay pespembe ve yeşil
haykırdığında portakal çiçekleri arasından
çaldığında bir kapıyı, Tanrı’nın sevgilisi sanki,
çiy yanığı: “Aç, sevgili aç! ”
Ibleolar’dan, Madonie tepelerinden rüzgâr
kırık dökük ilahiler, ağıtlar söküp getiriyor
davullarına mağaraların eski, sabırağacı kadar,
haydut gözü kadar. Ve Büyükayı
bırakmıyor hâlâ seni ve titretiyor
tepelerde yanan yedi uyarı ateşini,
bırakmıyor seni gümbürtüsü de kıpkızıl
Arap ve Haçlı arabalarının,
belki yalnızlık, hatta bir söyleşme
yıldızlı hayvanlarla, atla, köpekle,
kurbağayla ve düşgören gitarlarıyla
ağustos böceklerinin akşam vakti.
Çeviri: Egemen Berköz