Kalktı yatağından silkinerek dev,
yaktı duygularını alev alev,
sıyırdı ruhunu küllerinden,
soluk aldı üstüste derinden;
korku dolu bir kap oldu bedeni,
çağrıldığını duydu, dinlemedi söyleneni,
çıktı alışkanlığının çadırından,
gözbebekleri yanıp söndü bir ân,
geçti bir kararın tam ortasından,
koptu kuşkuların son halkasından,
dinledi ilkin yankısını sesinin,
İrkildi görünce büyüyen gölgesinin
kapladığını boydan boya gökyüzünü;
duydu kanında özgürlüğünü,
sardı beline kuşağını tehlikelerin,
duydu özlemim ölümsüz ülkelerin,
kasırgaları önüne katan bir hız,
düşüncelerinin çaktığı bir gök, yıldızsız;
sesinde yankısı ölümsüzlüğün,
bakışlarında utkuyu muştulayan gün,
doladı zamanı adımlarına,
basmadı güvenlik kaldırımlarına;
Gökte yıldızların tuttuğu alkış
devin ayak seslerine karışmış;
değişen bir gök altında uzak,
mesafeleri içine atarak
daldı bilinmeyenler ormanına
karıştı ölümsüzler kervanına!