-oğuz atay ve bütün disconnectus erectus’lara-
1
hadi gülüm koy heybene hüznünü
bir parça beyaz peynir bir parça kalbi harap
birkaç günlük yalnızlık birkaç kitap
hani şu seevmediğin tehlikeli kitaplardan
sigarayı ve kibriti unutma
hatıraları da
sonra birkaç ölmüş arkadaş resmi
birkaç ölüm ilanı
biri mustafa polatın/ biri benim elbette
unutma- -unutmak
ihtiyarlamak demektir
ha teybi de unutma ölü sesler dinleriz
kalbin şimdilik kalsın
hem güvenme kalbine-ihanete hazırdır
hadi acıları da aldınsa yüreğine
vakit geldi demektir
hadi gidelim o uzak liman kentine
orada bizi bekliyor
sahib-i zaman
bak böyle ne güzel sessiz ve tenha
zaten nesi kaldı ki üç günlük ömrümüzün
akşam- -bak ne güzel şu eflatun bulutlar
ardından ay çıkacak muhakkak ay çıkacak
şu ağaç çınar mıdır bir başına görkemli
yaprakları usulca gecenin saçlarını
büyük aldanışlarla okşamakta nicedir
gece kendine inat çınara bilmecedir
bak birazdan gözlerin-
bu adamlar niye bize hep gülüyor albayım
hem sanki insan olmak tek bizim suçumuz mu
böyle gördük kitaplardan böyle yaşamaktayız
ya da daha doğrusu -ne dersiniz albayım
karşıdan gelen kadın bilge’nin saçları mı
muhteşem yalnızlığım herkesi korkutuyor
ey zavallı dünyanın bütün gerizekalıları
birleşin… birazdan panzerlerin…
o boğuk uğultusu…sende ölüm ilanı var mı
albayım bu insanlar…turist döviz getirir
biliyorum albayım…eskidi bu masallar
çünkü ben artık hergün…
ölüp ölüp geliyorum/ tek başıma kalıyorum
(insanlar tek tek ölür.çift kişilik
ölümler hazırlanmadı henüz.öyle mi?
cehenneme iki bilet lütfen, biri öğrenci olsun…)
alın bu başı artık asırlık cehennemler
gözlerim kirpiklerim daha bilmem neremler
yalnızlıklar uzaklar kanserler ve veremler
bana göre albayım (arzederim)
ey uzak deniz halkı biz sizi tanıyorduk
çıplak martılarınızı- örtülü ömrünüzü
birkaç günlük balıkla kainata benzeyen
örtülü ödenekle örülmüş ömrünüzü
sizler de insandınız suç yalnız benim değil
eğil canım sevgili kendi içine eğil..
2-ha henüz unutmadan hüzünleri aldın mı
rengi sevdalı olsun ama kırmızı mutlak
boğaz’da yudumlanan o eski hatırayı
çıkar artık sandıklardan…
ezberlenmiş şiirleri de unutmamışsındır inşallaah
(işimiz inşallahlarla ne zamandır albayım)
heyban büyük olmalı büyük yaşıyoruz ya
heyben büyük olmalı içinde ayrılıklar
arkadaşlar ölümleri_kimliği meçhul acılar
anayasada teralmayan bütün suçlar
alanların bir kısmı
(çünkü çok çabuk değişiyor bu ülkede ve insanın kendisini mah
vetmesi pek suç sayılmıyor albayım-arzderim)
harbe gidenlere döndük sevgili orhan veli
cahit sıtkı birazdan uzun yabancılarım
-necatigil usta’yı kim ihmal edebilir-
attila ağbimizi bırakalım şimdilik
ama canım tanpınar mümtaz ve nuran ile
beyaz peynir aldın mı yüz gram olsa yeter
akşamımız hazırsa ülfete başlayalım
birkaç kitap çıkar artık…’tehlikeli oyunlar’…
sonu başı bellidir ama olursa olsun
biz madem yeni baştan yaşıyoruz hikayeyi
birincisi albayım: mütehakkim ve mazlum
ikincisi niyazi peygamber tarafından
sonra ayferfahrilersalihalarhülyalar
ömerlerevliyalar o ölüm ilanını
eklemeyi unutma bir ben varım muhalif
hayata ve hukuka kendime ve gurbete
kendimden gurbetlerim perişan eder beni
hem neden mahviyetim düşman avuçlarında
mahzunluğum yeterdi-değil mi ya albayım
ben kendime kendimce ölümler tasarlarım
olmazsa bir başıma bir köşede susarım
bençünküusluçocukiyiadamkörebeseven
sevgiliaşıkçocuklarınbabasıkocasısa
lihanınabicisihülyanınayferinbilmem
nesifahrininçakırkeyfiömerinsaltana
tıalbayımınzaferihikmetinhahalarıbi
lgeningülgoncasıcehennemolunlarısev
giliokurlarınbenharmanseccadesibütü
nkilimdokurlarıncananlarıma
yferlerimnurcanlarım-insandaşlarım
ben neden biraz böyle biraz garip albayım
yanlış hayallerinde hep muzdarip albayım
3
şimdi o uzak liman kentinde
şarkılar söyleniyordur
güzelliğe aşka ölüme dair
şimdi o uzak liman kentinin
bütün insanları mahmur
ve bütün martıları şair
tekrar başlamayalım yalnızlığı unutma
bir insan bir insanı ölünce anlar belki
ama ben sanmıyorum/hayata hayatiyet
ey sevgili insanlar cehennem olun artık
beni hayalhanemde-boş yer kalmadı ağbi
yanız bırakın artık tahammül şurda dursun
-adım abdulkerim’dir soyadım biraz dursun-
acıyı unuttun mu içim /içim ne oldu
onurlu acıları onurlu kalpler taşır
unutma çay sigara- biraz bencillik belki
cebinde kaç kuruş var şimdilik kefi gibi
hadi artık gidelim-gidelim dedim sana
heybene bu ölümü yeni baştan koysana
heyben amma da büyük göz gözü hiç görmüyor
karşıda tanrı dağı ötede apeninler
ama beni kaybetme/beni kaybetme n’olur
ben bu kalabalıkları sevmem hiç yıllar var ki
timur selçuk ne oldu-ispanyol meyhanesi
‘zayı incecik elli/kahır dolu hüzün dolu’
entellektüel mekan-(cüceye kaldı meydan)
birkaç paket sigara bize yetmez k, artık
biraz daha alalım şu karşıki bakkaldan
‘yeter yeter öleceksek ölelim’
hatıralar bölümünde bir mahşer gözleniyor
müsebbibleri elbet polisçe izleniyor
bu insanlar albayım ne çaabuk tozlanıyor
biraz sevelim dedik her biri nazlanıyor
gerçek insan albayım nerede gizleniyor
onu tekrar yerine bu sahne şimdi değil
eğil canım sevgili kendi içine eğil
4
albayım hacı arif hangi dertten çıldırdı
bu eksik şarkıları kim bıraktı geceye
hep böyle yalınayak başında mahmut fesi
albayım bu mustafa-can dostum polat hani
görseniz tanırsınız bir tabutun içinde
beni yalnız bıraktı eşkiya ortasında
yağmalandı her yanım ve üstelik vicdanım
(vicdan ne arar sende kimi kandırıyorsun
aklınca şiir yazıp şair yazıp şair sandırıyorsun)
kalbime hüküm verip ben gitsem mi albayım
hem zaten sizi bile hiç kimse anlamıyor
ben bu ruh haletimle bir kürdan çöpü gibi
(bayan elif beyen elif/gözlerinizin ucu bana
neden muhalif/nereden çıktı diye düşünüyorsu-
nuzdur herhalde/bu kürdan gibi heri, f /aslın-
da bu konuda rivayetler muhtelif/anneme ba-kılırsa…/nereye bay muhalif…)
nadiren anlaşılmış bir hünkar-ı dilhane
geldi ölümün demi ömer ayfer bahane
istida suretimi hep geri çevirdiler
pehliven yolluğundan hep beni devirdiler
5
unutmadın değil mi o eski eşkiyayı
heybenin köşesinde yer olmalı mutlakaa
kitapları iyi seç ola ki ölümlerle
-mustafa ah mustafa neden bıraktın beni-
şimdi aynı türküyü ayferler söylüyordur
ha-ha ne kadar komik bir acı oldu ölüm
ben size gösteririm bekleyin biraz daha
çünkü ömrümüz henüz sansürlerden geçmedi
henüz hayat seyrimiz bu şarabı içmedi
mustafa polat henüz bu alemden göçmedi
ey uzak deniz halkı biz geldik gidiyoruz
size uğurlar olsun uğurlar olsun size
(ne yaptım ki ben size)
denizde suya susuz gecelerde uykusuz
sizi ben bir yerlerdeeen biraz tanır gibiyim
iyiyim evet evet mutlaka çok iyiyim
gözümde kehribarlar alnımda bu yılanlar
bütün bu sevdaları savunulmuş zamanlar
ben geldim gidiyorum başka emrini var mı
iyiyim evet evet mutlaka çok iyiyim
ne zaman ararsınız meşgulsünüz galiba
ha evet anlıyorum vakit biraz dar gibi
şimdi gitmeniz gerek elbette anlıyorum
sonra mı ararsınız olur yine beklerim
ben sizi seviyorum siz buna ne dersiniz
iyiyim evet evet mutlaka çok iyiyim
6
albayım bu insanlar çıldırtacaklar beni
beni zaten hiç kimse anlamıyor albayım
(kısa kes çok önceden görmüştük biz bu filmi)
nasıl oluyor peki bütün dünya karşımda
(erkekseniz teker teker..kızları ne yapmalı)
ve ben bir kalemle direniyorum güya
veya malum bir hüzne sığınıp bekliyorum
açık bütün kapılar gelin ey sevenlerim
oyuncak topluyorlar- bu da elbet bir ruya
cehennem olsaydınız kurtulurdu bu dünya
hem şiir yazıyorum hem de göç hazırlığı
beni unutma n’olur unutma ellerimi
heybene bir kaç ölüm acılardan bolca koy
lazım olur ilerde ömrümüz bir ihtilal
sürgünler sokağında bizden yana dönmüştür
ey zavallı insanlar siz neyi anlarsınız
portakalı ucundan bak böyle nazlıca soy
evrenin hakimleri ölüm ilanı hazır
sefa kaplan ölmüştür -sefa kaplan ölmüştür