İster taşa tutun, ya da hoş görün,
Okudum Çobanca, yazdım Çoban’ca
Başımı koparıp yerlerde sürün,
Ölmeden kabrimi kazdım Çoban’ca.
Öğrettiği her sır, bildiği Hûda,
Can cana, ruh ruha kaldığı Hûda,
Dersini, ilmini aldığı Hûda;
Bu sevgi peşinde gezdim Çoban’ca.
Tanıdığı çoktu, talipleri yok,
Herkes ona attı zehir saçan ok,
Aklımı yitirdim geçirirdim şok;
Kendi benliğimi ezdim Çoban’ca.
Hakk’ı zikir eyler insan seçmezdi.
Hiç kimseye ayrı paha biçmezdi,
Hatır gönül sayar, döküp saçmazdı,
Dostluk deryasında yüzdüm Çoban’ca
O sultan, o cihan bedendeki baş,
Güneşteki ziya, bitkilerde yaş,
Sefil Selimî’niz o güzelde kaş,
Halk için şahsımı üzdüm Çoban’ca…