Uzun anlardan sonra
Penceremin boz ağacında bir yaprak yeşerdi
Ve yeşil bir esinti uyuyan hücrelerimi titretti.
Ve ben henüz
Tenimin köklerini rüyaların kumlarına sokmamıştım
Ki yola çıktım.
Uzun anlardan sonra
Bir elin gölgesi vücudumun üzerine düştü
Ve parmaklarının titreşimi beni uyandırdı.
Ve ben henüz
Kendi yalnız ışınımı,
İçimin karanlık uçurumuna atmamıştım
Ki yola çıktım
Uzun anlardan sonra
Sıcak bir ışın saatin donmuş gölüne düştü
Bir çapa geliş gidişini ruhuma döktü
Ve ben henüz
Unutkanlık gölüne kaymamıştım
Ki yola çıktım.
Uzun anlardan sonra
Bir an geçti:
Penceremin boz ağacından bir yaprak düştü,
Bir el gölgesini vücudumun üzerinden topladı
Ve bir çapa saatin gölünde dondu.
Ve ben henüz gözlerimi açmamıştım
Ki başka bir uykuda kaydım.