Bunları da Okuyun

    İstanbul Güzellemesi Şiiri – Necdet Evliyagil

    29 Aralık 2021

    Babam Benden Hiçbir Şey Anlamıyor Şiiri – Barış Pirhasan

    29 Aralık 2021

    Siz Biz ve Onlar Şiiri – Aydın Hatipoğlu

    29 Aralık 2021

    Ben Kandan Elbise Giydim Hiç Değiştirsinler İstemezdim’ Şiiri – Sezai Karakoç

    29 Aralık 2021

    Sevmiyorum Seni Şiiri – Metin Altıok

    29 Aralık 2021

    Gel Seninle Ahd-ü Peyman Edelim Şiiri – Pir Sultan Abdal

    29 Aralık 2021

    48 Nolu Rubai Şiiri – Ömer Hayyam

    28 Aralık 2021

    Kalk Yiğitim Şiiri – Arif Nihat Asya

    29 Aralık 2021

    Matbah-ı Aşkımın Pilav Zerdesin Şiiri – Seyrani

    29 Aralık 2021

    Yokuştur Şiiri – Sefil Selimi

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Tuğrul Tanyol»Cem Gibi Şiiri – Tuğrul Tanyol

    Cem Gibi Şiiri – Tuğrul Tanyol

    Tuğrul Tanyol- Tuğrul Tanyol
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    -Mehmet Müfit’e

    Gün soldu, eteklerinde kızıl pırıltılarla damlarken su
    Gecenin yenik bahçesinde dolaştım, sarı bir yağmurdu
    Bitip tükenmeyen kayalıkların ortasında mahsur
    İçimde titrerken anılar ve kaçışın bakır kokusu
    Çocukluğum bir taht odası, Bursa’da yenik sultanlığım
    Bütün kapılar kapanmış, bütün kapılar sur
    Döndüm, ardımda yansıyan o büyük aynayı gördüm
    Varlığın ve hiçliğin kaynaştığı, göçebe yağmur.
    Gün soldu, eteklerinde kızıl pırıltılarla damlarken su
    Vardığımda yoktu bütün kapılar, iskele, gün batımı
    Rodos’a doğru batık tekneler. Kadırgamın şişmiş
    Tahtalarında çırpınan rüzgârı
    Duydum, yüzümün büyük sularına çizilen.

    Ta orada yüksek dağlar, bu dik ve acılı yol
    Bir at kişnemesi, yağız gül kokusu
    Çökmüş tapınakların altında gizli geçitler
    Ve küflü mahzenlerinde taşlaşmış ölüler korosu
    Giden kim? bu ilkyaz şafağında yolcu edilen habersiz
    Beyaz kefenlerinde bürünmüş yürüyen bakirelerle.

    Birden şimşek! ve göründü ve yokoldu kapılar
    Yenilgi ve acı, kaçış ve sürgün. Zamanın yitik
    Aynasında tüterken yalnızlığın bakır kokusu
    Alnıma dökülmüş bu ilenç, bu belirsiz yolculuk
    Duydum etime değişini bin kızgın demirin
    Karanlık mazgallarından sarkan gövdemin…
    Bir ilkyaz şafağında kurban edilmişliğim.

    Birden yağmur! ve yüzümün yarısı akıp gider
    Benim gözlerim yok, kurşun! sıcak ve ağdalı yüzgörümlüğüm
    Issız oyuklarında derin uğultularıyla rüzgâr
    Gözlerimin ıssız oyuklarında… Sıra kimde?
    Batık teknemin suya gömülmüş ahşap direklerinde
    Asılmış tüm yolcularım. Celal’im! Sinan’ım!
    Bu deniz nereye gider, bir biz kaldık
    Ve yağmur tüm kapıları siler.

    Ben Cem, daha dün yarım imparatordum
    Kestirdiğim paralarda soldu vücudum
    Öldüm binlerce ölümle, kıyıya vuran cesedime baktım
    Yağlı urganlar bağlayıp boynuma (iskele, günbatımı
    Rodos’a doğru batık tekneler) yürüdüm, artık
    Bana bu dünyada yer yok
    Ne saray, ne köşk; ne rütbe, ne taht
    Ağabey el ver yanına geleyim
    Al beni, sonra istersen boğdur
    Bir yanım zifiri karanlık, bir yanım… birden yağmur!

    Günler bir ormanın sessiz çığlığına gömüldü
    Kendi içine düşen dipsiz kuyulara. Cesaret:
    Gözbebeklerimin içindeki karanlık ülke
    Perili… ve hiç varılmayacak.

    Gün soldu, eteklerinde kızıl pırıltılarla damlarken su
    Bir at kişnemesi, yağız gül kokusu
    Vardığımda yoktu bütün kapılar.
    Ben yitik zamanın altında kaldım
    Silindi kapılar ben dışarda kaldım
    Bu soğuk, bu kimsesiz karanlıkta
    Yalnızım, ellerimden başka yok fenerim.

    Cem Gibi Şiiri - Tuğrul Tanyol Cem Gibi Şiiri - Tuğrul Tanyol şiiri Tuğrul Tanyol şiirleri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Sen Elimden Tutunca Şiiri – Tuğrul Tanyol

    Işığın Halleri Şiiri – Tuğrul Tanyol

    Elinden Tutun Günü Şiiri – Tuğrul Tanyol

    Yarım Kalan Şiiri – Tuğrul Tanyol

    Annelerin Genç Kaldığı Yer Şiiri – Tuğrul Tanyol

    Kimse Bilmiyor Artık Şiiri – Tuğrul Tanyol

    Bunları da Okuyun

    Sesinin Kuşları Susunca Şiiri – Ahmet Telli

    28 Aralık 2021

    Hayal ve Gerçek(ay ışığı pencerenden girende) Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Takvimli Saat Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Ayna Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Neyzen Tevfik

    Havale Şiiri – Neyzen Tevfik

    Neyzen Tevfik

    Hakkı Süha’yaDüzelmeyen şu âlemin işini Ulu Tanrı’m olan nura bıraktım, Sabreyledim, kırk yıl sıktım dişimi,…

    Dîvân-ı İlâhîyât 16 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    29 Aralık 2021

    Müfredât 84 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    29 Aralık 2021

    Mürsel Oğlu Der De Ey Mirza Oğlu Şiiri – Dadaloğlu

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Yorgun Sevi Şiiri – Gülten Akın

    29 Aralık 2021

    Ben Bir Türkmen İdim (Ağlama) Şiiri – Köroğlu

    29 Aralık 2021

    Dadaloğlu İle Kral Kızı Şiiri – Dadaloğlu

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Pir Sultan Abdal şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Ruhsati şiirleri Karacaoğlan şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Agah şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.