Dünyanın dönmesi gibidir, dilinin dönmesi ağzında
Gündoğumları, günbatımları getirir
Uzun karanlıklar, beyaz geceler, mavi gök, yıldızlı gök
Dilinden yansır dünyama
Aksayarak çalışan bir makinadır hayat
Durdu duracak duygusu verse de sürekli dönen
Sürüklenen ardında bir bedenin, inmeli bir bacak gibi
Ağzından çıkan sözcükler oluşturur hayat çizgimi.
Dilin sürçtüğünde, çözülür dizlerimin bağı
Dilin yuvarlanır, ben doğrulurum
Dilin, ağzımın sarmaşığı
Dilin bir lirin sesleri gibidir ardım sıra dolanan
Görmediğim, duyduğum bir kesinlik, adımı anan
Turgay: Dilinden elde edilmiş en güzel ses
Diline giden bağlardır yaşadığım bütün şehirler
Yürüdüğüm bütün yollar dilinin çizgileri
Yüreğimin telleri, bir ucu hep boşlukta kalan
Bağlanamayan bir türlü, bağların yalnız bağbanı
Yalnızca kendini kapsayan bir manyetik alan.
Dilinin dönmesinin her duruşu ağzında
Gelip geçen bir şey midir yürek akıntısı
Ağızdan hiç gitmeyen yakıcı tütün tadı mı yoksa
Bir dil var sende dilimi bağlayan
Bir dil var bende dilini çözecek.