Bazen çıkardım
Fenerden
Hiç… Öylesine
Önce kalbime
Sonra ayaklarıma
Bırakırdım
Gideceğim yerin seçimini
Ve bir kaç saat sonra
Ulaştığım yer hep aynı olurdu
Eski cumbalı ahşap evlerin bulunduğu
Kesme kaya caddeli dar sokaklar
Çocukluğum gelirdi buralarda aklıma
Belki ondandı
Önlüğüm
Hiçbir zaman bembeyaz
Ve ütülü kalamayan yakalığım
Kendimden ağır okul çantamla
Çıktığım yokuşları, çıkmaz sokakları
Dolaşırdım
Bazen
Her pazartesi sabahı
Ve cuma günleri esas duruş
Avaz avaz çınlardı kulaklarımda
Türküm, Doğruyum, Çalışkanım…
Sonra
Okul çıkışı simitçiler
Macun ve pamuk helva fasılları
İki buçuk liraya iki gofret
Ve bir gazoz içtiğim günler
Ve top oynadığımız
Çöplük bozması arka bahçe
Çocuk olmak güzeldi
Çocukluğunu yaşayabildiğin sürece…
Çocuklar görürdüm
Kendi küçüklüğüme benzeyen
Sokak aralarında
uzaktan izlerdim
Ve izlerken çocuk olurdum
İster istemez
Eskiden daha mı güzeldi herşey
Yoksa çocuk olduğumuz için mi öyleydi.
Ama birşeyler eksikti
Belki de
Eski renkler