Yedi zılgıt tadında duydum acının ağıt yakışını.
Gözyaşlarına gözümü yumdum
Ölüm denilen şey ayrılık olsaydı susardım
Ve bir gün
Tekrar dönüşüne, gülüşüne susardım.
Yedi zılgıt tadında duydum ölümü.
Alnında hala lirası
Ve boynunda yüz görümü
Yedi zılgıt tadında sevdim ölümü.
Ekmeği bölmeyi
Azrail’e gülmeyi
Ölmeyi
Ve bir gün tekrar dirilmeyi
Ölüme bile giderken
Göğsüm dik, başım ilerde
Ardımdan yedi zılgıt duymayı sevdim.
Toprak damlarına yıldızlar yağar memleketimin.
Dilek tutasın diye yıldızlar kayar
Elazığ’ın camları Harput’a bakar
Sadece kayısı değil,
Malatya’dan delikanlı da çıkar
Munzur’la dertleşir gençleri Tunceli’nin
Kızlarıda ağıt yakar.
Uzun hava Urfa’dan
Türkücü Adıyaman’dan çıkar.
Yedi zılgıt tadında sevdim memleketi.
Yollara düşmeyi
Karlı dağlardan geçmeyi
Çeşmeden su içmeyi
Kaybolmuş bir izin peşine düşmeyi
Odun taşıyan analarla selamlaşmayı
Çocuklarla gülüşmeyi sevdim.
Beni memlekete gömün
Doğarken memlekete gömülmeyi sevdim.