İstediğimi buldum eşkere can içinde
Taşra isteyen kendi kendi nihân içinde
Kâim durur ırılmaz onsuz kimse dirilmez
Adım adım yer ölçer kendi revân içinde
Bu tılsımı bağlayan cümle dilde söyleyen
Yere göğe sığmayan girmiş bu cân içinde
Uğru olmuş uğrular kendi kendini çalar
Sahne kendisi olmuş kendi zindân içinde
Tutun diye çağırır uğru dahi çığırır
Bu ne acâib uğru bu çağıran içinde
Siyaset meydanında galebeden bakan ol
Siyaset kendi olmuş girmiş meydân içinde
Kudret kılıcın almış nefsin boynuna çalmış
Nefsini tepelemiş elleri kân içinde
Sayrı olmuş iniler Kur’ân ününü dinler
Kur’ân okuyan kendi kendi Kur’ân içinde
Bu tılsımı bağlayan cümle dilde söyleyen
Yere göğe sığmayan girmiş bu can içinde
Yüce yüce arş düzer kend’özün anda bezer
Gör nice cevlân eder hırka pilân içinde
Türlü türlü imâret köşk ü saray yapan ol
Kara nikâb tutunmuş girmiş külhân içinde
Baştan ayağa değin Hak nûru seni tutmuş
Hak’dan ayrı ne vardır kalma gümân içinde
Bir isen birliğe bak ikiyi elden bırak
Bütün mana bulasın sıdk u îmân içinde
Girdim gönül şehrine daldım onun bahrîne
Aşk ile seyrederken iz buldum cân içinde
O izi ben izledim sağım solum gözledim
Çok acâibler gördüm yoktur cihân içinde
Şâh oluban oturur kula buyruk tutdurur
Fermânını buyurur küfr-i fermân içinde
Yûnus senin sözlerin ma’nîdir bilenlere
Söyleyeler sözünü devr-i zamân içinde