Bunları da Okuyun

    Mademki Ben Bir İnsanım Şiiri – Aşık İsmail Daimi

    29 Aralık 2021

    Müfredât 45 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    29 Aralık 2021

    Uzaktan O Şarkı Şiiri – Ali Asker Barut

    29 Aralık 2021

    Sevgilim Şiiri – Nazım Hikmet Ran

    20 Mart 2022

    Ömrümce Şiiri – Mehmet Başaran

    29 Aralık 2021

    Benim İçin (Nedendir) Şiiri – Hodlu Noksani

    29 Aralık 2021

    Piyano Soloları IV Şiiri – Akif Kurtuluş

    29 Aralık 2021

    Âgape Şiiri – Cesar Vallejo

    29 Aralık 2021

    Uyan Alim Şiiri – Enver Gökçe

    29 Aralık 2021

    Ölümdü O Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Yabancı Şairler»Rainer Maria Rilke»Duino Ağıtları Şiiri – Rainer Maria Rilke

    Duino Ağıtları Şiiri – Rainer Maria Rilke

    Rainer Maria Rilke- Rainer Maria Rilke
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    III.

    Sevgiliye övgü düzme başka şeydir; o gizlenmiş,
    suçlu nehir tanrısıysa kanın, ah, bambaşka bir şey.
    Kızın ta uzaklardan seçebildiği oğlan ne bilir
    şehvetin rabbini, o ne’idüğü belirsizle sırılsıklam
    tanrı başını sık sık yalnızlığından kaldırıp
    geceyi aralıksız isyanlara kışkırtanı;
    çoğu zaman sanki yokken kız, henüz yatıştırmazken delikanlıyı.
    Ey kanın Neptünü, ey onun üç dişli ürkünç mızrağı.
    Ey burgulu deniz kabuğundan bağrının karanlık rüzgârı.
    Gece nasıl bel verip çukurlaşıyor, dinle.
    Sizden değil mi ey yıldızlar âşığın arzusu
    aşkının çehresine? Kızın saf yüzünü içten idraki
    saf burçlardan gelmez mi?

    Sen değilsin, ne yazık, annesi de değil
    o kaş yaylarını böyle beklentiyle geren.
    Senden değil dudaklarındaki bu bereketli kavis,
    ne kadar hisseder olsan da onu.
    Sen, seher yeli gibi süzülen kız, inanıyor musun gerçekten
    onu böyle sarsabileceğine usul usul yaklaşmakla?
    Yüreğini hoplattın gerçi, ama senin dokunuşunla
    daha kadim korkular titretti içini.
    Çağır onu… kapkaranlık bir çevreden de çağırmıyorsun.
    İster elbette: kopup gelir, içi rahatlar
    alışır senin gizli kalbine, toparlanıp kendine gelmeye başlar.
    Ama hiç kendi kendine başladı mı o?
    Annesi, sendin onu ufaltan, sendin başlangıcı.
    Yeni idi senin için, sevecen bir dünyayla kapladın
    yepyeni gözlerini, yabancı dünyadan korudun.
    Nerede o yıllar, ah? tek başına yeterdi narin vücudun
    taşıp gelen kaosu kapamaya.
    Pek çok şeyi sakladın ondan bu yolla,
    tehlikeden arındırdın gecenin kuşkuyla dolan odasını
    ve insanca bir uzam kattın gönlünün koca sığınağından kopan.
    Karanlığın değil kendi yakın varoluşunun
    ortasına koyardın gece lambasını, arkadaşlığıyla ışıldardı sanki.
    Bir gıcırtı bile yoktu ki güler yüzle açıklamandan kaçsın,
    sofanın kımıldayacağı anı bilir gibiydin…
    Ve dinleyip rahatlardı çocuk.
    Öyle becerikliydi ki incelikle kalkışın geceleyin:
    dolabın arkasında kaybolurdu kaderi uzun paltosuyla,
    perde kıvrımlarına kayardı huzursuz geleceği.

    Oracıkta yatışmış yatarken o
    ve senin en zarif şekillenişin
    tatlı tatlı erirken yarım uykusunun içinde,
    gözleri kapalı: korunmuş görünüyordu… Ama ya içeride:
    kim tutar, kim savuşturur ecdadının sellerini?
    Tedbir yoktu, ah, uyuyanda bunlara karşı,
    uyuyordu belki ama düşlüyordu,
    yükseliyordu ateşi: nasıl da kaptırmıştı kendini.
    Yeniydi, ürkekti, içinde olup bitene dolaşmıştı-
    yayılan köklere ve sarmaşıklara,
    iç içe geçmiş nakışlar halinde boğarak büyüyen
    ve hayvan gibi avlayan şekillerine.
    Öylesine teslim oluyordu ki -. Seviyordu.
    Seviyordu kendi içini, vahşi iç dünyasını, içindeki ilkel ormanı,
    ve suskun ağaçlar yığınında
    durmaktaydı yüreği, ışık yeşili.
    Seviyordu. Terk etti gitti kendi köklerini
    kudretli kökene doğru, ufacık doğumunun
    artık esamisinin okunmadığı yere.
    Seve seve indi daha kadim kanlar içine,
    atalarına doymuş korkunun yattığı vadilere girdi.
    Ve tanıyordu onu her bir dehşet, göz kırpıyordu anlaşmış gibi.
    Evet, dehşet gülümsüyordu… Annesi,
    nadiren böyle müşfik gülümsedin sen.
    Nasıl sevmesin ki onu, gülümsüyordu kendisine.
    Senden önce dehşeti sevdi, çünkü o eriyip gitmişti bile
    karnında, cenini yüzdüren sıvı içinde.

    Bak, biz sevmeyiz çiçekler gibi tek bir mevsim ile.
    Biz sevdik mi, tasavvurun bile ötesinde eski
    bir özsu yükselir kollarımızda. Sevince,
    tek bir varlığı, gelecektekini değil,
    sayısız mayalanışları sevmeli kendi içimizde;
    tek bir çocuğu değil, babaları sevmeli
    harap dağlar gibi derinliklerimizde yatan,
    ve kurumuş ırmak yataklarını
    evvel zaman annelerine ait; sevince,
    bulutlu ya da berrak, tüm suskun topraklarını sevmeli yazgının-
    ah kızım, ah canım, bunlar var senden önce.

    Peki sen nereden bileceksin ki-,
    en kadim zamanları uyandırdın âşığının içinde.
    Ne duygular çıktı su yüzüne özüne başkalaşıp,
    ne kadınlar nefret etti senden.
    Ne karanlık adamlar kaldırdın delikanlı damarlarında?
    Yanına gelmek istedi ölü çocuklar…
    Bir güzellik yap artık ona, ah,
    sessiz sedasız, gündelik işin gibi-
    götür bahçelerin oraya, ver gecelerin ağırlığını…

    Onu esirge…

    Duino Ağıtları Şiiri - Rainer Maria Rilke Duino Ağıtları Şiiri - Rainer Maria Rilke şiiri Rainer Maria Rilke şiirleri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Yalnızlığın Büyüdüğü Anlar Şiiri – Rainer Maria Rilke

    Tekrar Ve Tekrar Şiiri – Rainer Maria Rilke

    Orfeus’a Sone Şiiri – Rainer Maria Rilke

    Sessiz Rüyalar Görmek İstiyorum Şiiri – Rainer Maria Rilke

    Son Perde Şiiri – Rainer Maria Rilke

    Altıncı Ağıt Şiiri – Rainer Maria Rilke

    Bunları da Okuyun

    Vietnam’lı Bir Çocuk İçin Ağıt Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Yalvaramadım Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021

    Göz Dostu Gönül Misafiri Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Bu Göğe, Yıldızlara Şiiri – Ali Püsküllüoğlu

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Karacaoğlan

    Pencereden Bakan Dilber Şiiri – Karacaoğlan

    Karacaoğlan

    Pencereden bakan dilber Güzelliğin bildirirsin Ak göğsünde lale sünbül Ağlayanı güldürürsünGerdan açık benlerin çok Güzellikte…

    Müfredât 66 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    29 Aralık 2021

    O Sen Misin O Sen Misin Şiiri – Neşet Ertaş

    29 Aralık 2021

    Bulgar/Bolkar Dağı Şiiri – Karacaoğlan

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Sür Atı Gidelim Ayvaz Şiiri – Köroğlu

    29 Aralık 2021

    Şahdamar Şiiri – Sezai Karakoç

    29 Aralık 2021

    İnsan Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    28 Aralık 2021
    Etiketler
    Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Ruhsati şiirleri Agah şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Karacaoğlan şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.