Ol zaman kim ben ol Dost’tan ayrı düştüm oldum ırak
Hasret ü derd ü ah ile çok ağladım tuttum firak
İstedim yedi iklimi ne Rum’u kodum ne Şam’ı
Gezdim yürüdüm temamı başım açık yalın ayak
Yer mi kodum istemedik adem mi kodum sormaduk
Aç ve susuz halvetlede zari kılur idim yavlak
Kimse halim bilmez idi derde derman kılmaz idi
Derdim kime söyler isem der idi bana ahmak
Derdim benim ol yar idi alem bana ağyar idi
Gözüm yaşı revan olup akardı sanki bir ırmak
Derdim bulam mı ben anı komuştum ortaya canı
Her kim görür ise beni delidür der idi mutlak
Ne uslu ne delü idim ne diri ne ölü idim
Dost fikriyle dolu idim endişem Dost idi ancak
Dost Dost deyu gider idim Dost kandedir sorar idim
Dost haberin verenlere iderdim yüzümü toprak
İsteyürek buldum eri gerçek ere sordum yari
Didi yeter ettin zari Dost sendedir sen sana bak
Yürü halvet eyle seni senden zerre koma seni
Senden gidericek seni Dost sende edüben durak
Tutdum ol erin sözünü çevirdim benden yüzümü
İzledim kendi özümü benden bana göründü Hak
Gördüm alem Dost’tan dolu geldi bana der ol ulu
Var imdü sen şimden gerü sen ben defterin oda yak
Yaktım oda defterleri terk ettim ol tertipleri
Gördüm ki key hicap imiş aşıklara bu kara ak
Geçtim bu akdan karadan ikiliği sürdüm aradan
Birliğe yetdüm Dost ile birlikte okudum sebak
Eşrefoğlu Rumi gibi bu yola gerçek isen
Ta aşıklar arasında sana da dirler sadak
Bilesin bu muammayı yermeyesin yoksul bayı
Bir bakasın hass’a amma’a tutmayasın kimseye tak