bütün kuşlarım öldü
önce biri öldü
önce biri ölen
birdenbire yok oldu
kafesteydi
tel kafeste
annem sabah
sabah kahvaltısını hazırlamıştı
onun öldüğünü gördüm
-hayır görmedim-
birisi beyaz ve sarı
bulut ve ellerim
rengindeydi
ve gerek yoktu
yemin ediyorum gerek yoktu
çünkü dağ, henüz dağ değildi
hazır değildi henüz ellerim
gerçekten değildi
hazır karanfillerim vardı
her an ‘bir uçuruma hazır’
yüz kilometre hızla giden
bir kuşun dağa çarpması gibi
hazır karanfillerim vardı
yemin ediyorum gerek yoktu
ben buradaydım. ellerim
buradaydı. biliyorum
plaklarım -hani bildiğin hüzün-
o da buradaydı – ki hiç ayrılmayan benden-
hep seni bekledik
gerçekten gerek yoktu
yedi memeli şehirden
ne istiyordun yüzlerce kilometreden
kuşların kanadından
bütün kuşlarım öldü
önce biri öldü
ne istiyordun
kuşlarımdan.