Bunları da Okuyun

    Bugün Ele Almaz Oldum Ben Sazım Şiiri – Şah Hatayi

    29 Aralık 2021

    Burada Şiiri – Octavio Paz

    29 Aralık 2021

    Kelepçe Şiiri – Tekin Sönmez

    29 Aralık 2021

    Sone 23 Şiiri – William Shakespeare

    29 Aralık 2021

    Beyaz Kiraz Likörü Şiiri – Turgay Fişekçi

    29 Aralık 2021

    Elde Ayran Tası Var Şiiri – Erdoğan Alkan

    29 Aralık 2021

    Nazardan Men İder Bini Zâhid Şiiri – Ahmedi

    29 Aralık 2021

    Söyleştiler Şiiri – Ali Yüce

    29 Aralık 2021

    Ustam Öldü Ben Yazarım Şiiri – Ali Asker Barut

    29 Aralık 2021

    Bitmemiş bir gül Şiiri – Cenap Şahabettin

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Yılmaz Gruda»Çağrı Şiiri – Yılmaz Gruda

    Çağrı Şiiri – Yılmaz Gruda

    Yılmaz Gruda- Yılmaz Gruda
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Gün vuruyor gün almaların alnına
    almaları ne benden alırsın, ne daldan
    bu ne menem oluş böyle
    dağlara kan çöküyor can, can çöküyor bahçalarda-
    gün sensiz vuruyor almaların alnına
    beni sana hasret vuruyor
    hiç böyleyin yazmamıştı ol sevda-
    yetti gayrı
    yetti toprak toprak bölündüğümüz
    yetti beni senden ayrı komalar
    içesim yok bu duru suları, gülesim yok-
    benden ayrı aksamların olsun ha
    sen bir başına kahrol sana
    ben bir başıma kahrolayım ha
    aklıma ziyan yaşadığın-
    konuş gayrı, gayrı gel
    bu dünya rahatların koyup da gel
    bütün giysilerin soyup da gel
    de- dursun kula kul olmuşluğun buncası
    sen kendin kulsun kendine
    kendine tanrı sen
    sen kendini bulmaz isen
    ne umur beyin kendine-
    dağ bir yana de,yol bir yana
    de ben deryayım
    güneş yedim ay ne ki
    burada tek ben olacak de
    benden ileri
    burada ne kavga ne ağrı
    ne umut,ne umudun ötesi de-
    ben hak dedim
    önce seni bildim,sonra beni
    yar dedim,sen
    beni yenmektir dedim aşk,
    işte yere çalıyorum gayrıyı, mülkü
    bir aşk yakıyorum şimdi bu dağ başında
    bir dağ başında sen yakacaksın
    bir kentte o-
    konuş gayrı, gayrı gel
    de- dursun kula kul olmuşluğun buncası.

    gökte odlar, yıldızlar, bulutlar kayıyor
    karanlık ve karanlık ve yaslı sesi Yeşilırmak’ın
    şimdi ovayı gözlüyor bir tepeden
    dünyanın ilk günü mü, n’oluyor
    neredelerdi halklar
    birden bağırdı, geceyi, vay nasıl uyardı:

    ‘nerdesin halk

    sensin yere, göğe anlam sunan
    sensin önce var, sonra var
    nice yürüyeceksin dağlarla kentlerle bir ovadan
    nice yol edeceksin deryaları

    um’um sensin, dünyam sen
    al da yitir beni benden
    sevdan odu yetti cana
    oy işte canım, kopar tenden

    nice yürüyeceğiz ovalarla köylerle bir dağlardan
    nice kul edeceğiz toprağı

    yu arıt cümle hırstan
    adam eyle halk beni
    yılgınım yok nice örsten
    adam eyle halk beni

    nice yürüyeceğiz dinliyle dinsizle bir karanlıklardan
    nice mekan kılacağız uçmağı

    oy işte canım kopar tenden

    C.
    yine mi o güneş,o hiç kimselerin yaşadığına şimdi
    gitmek o,varmak o,ben o
    o bir başına evrenler
    o bir başına evrenlere yalnız
    o ölmek değilse,iyi yok,güzel yok
    ne bilmediği niceler yok kişiye izdüşümü,ya kişi
    sonra o ağaçlarda üç gök
    gitmek o,varmak o,ben o
    bu dünyada ne güzel çoğuluz
    ya bu al sabahlara tek tek bakış ne demek
    duramam gayrı yar
    durdurak kaldı benden
    yitmek ne güzel çoğul
    seni her bilmek yetmiyor
    onlar avuçlarında gözyaşı yonttuğu tanrılar
    bir yıllık sezgi susuyorlar

    ilk bağrıda yerim yoksa,hiçbir yönde yerim
    sen deme nazlım,ben derim senin türkünü
    derim de bağışla demem:

    -Gördük ki sen yar olmadın canımıza gittin
    eli yeğ tuttun biz garibe
    Bir ince ateş kodun bağrımıza gittin
    Bir kerre ölmek mi bir kere sevmek
    He dediydik n’olaki
    Sen gıdıcıydın amma gıttın-

    yol dedi vay nasıl adam
    yolla birlik halklara gitti.

    Çağrı Şiiri - Yılmaz Gruda Çağrı Şiiri - Yılmaz Gruda şiiri Yılmaz Gruda şiirleri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Bunları da Okuyun

    Mâra Şiiri – Asaf Halet Çelebi

    29 Aralık 2021

    Üç Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Derin Göç Şiiri – Altay Öktem

    29 Aralık 2021

    Nasıl? Şiiri – Akgün Akova

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Aşık Ömer

    Devretmedi Muradımca Zamane Şiiri – Aşık Ömer

    Aşık Ömer

    Devretmedi muradımca zamane Beni cananımdan ayırdın felek Kaza tiri gibi attın yabana Kaşı kemanımdan ayırdın…

    Park Şiiri – Cemal Süreya

    29 Aralık 2021

    Ey Adımı Mecnun Andıran Leyla Şiiri – Seyrani

    29 Aralık 2021

    Çocuklara Düşen Şiiri – Afşar Timuçin

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    İkilik Noktası Çıksın Aradan Şiiri – Neşet Ertaş

    29 Aralık 2021

    İsmin Şiiri – Aşık Sümmani

    29 Aralık 2021

    Serhat Türküsü Şiiri – Ruhi Su

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Ruhsati şiirleri Agah şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Karacaoğlan şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.