Mısır’daki evimizde, akşam yemeğinden, Dua’dan
sonra annem buraları anlatırdı bize.
Bundan, şaşırmalar şaşırmalarla geçti çocukluğum.
Sakınan, körce bir gelgit var kentin sokakları arasında.
Burda amaç yola çıkmaktır.
İkindi serinliğinde meyhanenin önünde, California’dan
kendi mülkleriymiş gibi söz eden insanlarla
oturdum.
Dehşetle kendimi buluyorum bu insanların
davranışlarında.
Sımsıcak aktığını duyuyorum şimdi damarlarımda
ölmüşlerimin kanının.
Bir kazma aldım ben de.
Toprağın tüten kalçalarında güler yakalıyorum
kendimi.
Elveda istekler, sıla özlemleri.
Bir insanın bilebileceği kadar biliyorum geçmişi
ve geleceği.
Yazgımı tanıyorum artık ve köklerimi.
Artık bir şey kalmıyor bana kehanette bulunacak,
düşünü görecek.
Her şeyi tattım, acısını çektim.
Ölüme rızadan başka bir şey kalmıyor bana.
Huzur içinde çocuk yetiştireceğim demek.
Yaşamı överdim, kötücül bir iştah
ölümlü aşklara iten beni.
Aşkı, ben de türün bir güvencesi saydığım
şu an, ölümü görüyorum.
Çeviren: Egemen BERKÖZ