Geh dağdağa-i tabîb gördüm
Geh sa‘y ile Ka‘beye yöğürdüm
Açılmadı hîç bâbdan bâb
Tedbîrüme âciz oldı ahbâb
Geh Nevfele eyledüm tazarru‘
Feyzinde bulınmadı temettu‘
Geh İbni Selâma yâr olup yâr
Verdi men-i mübtelâya âzâr
Geh Zeyd peyâmına inandum
Her va‘de ki verdi doğru sandum
Ümmîd ile ömrüm oldı zâyi‘
Hâlüm tebeh etdi zaf-ı tâli‘
El-kıssa vücûdum oldı berbâd
Bir lahza felekten olmadum şâd
Gönline kılup firâk te’sîr
Bir turfe gazel hem etdi takrîr
Bu gazel Mecnûn dilindendür
Âh kim bir dem felek re’yümce devrân etmedi
Vasl dermâniyle def’-i derd-i hicrân etmedi
Yârdan min derd-i dil çekdüm bu hem bir derd kim
Bildi min derd-i dilüm bir derde dermân etmedi
Vâdi-i gurbetde cân verdüm meni ol şâh-ı hüsn
Bir gece hân-ı visâli üzre mihmân etmedi
Dûstlar çâk-i girîbânum görüp ayb eylemen
Ol güli kim gördi kim çâk-i girîban etmedi
Fakr mülkin dut ger istersen kemâl-i saltanat
Kim bu mülkün fethini fağfûr ü hâkân etmedi
Tîğ-i bî-dâd ile her dem kanumı tökmek nedür
Ey felek her kim dem urdı aşkdan kan etmedi
Ahd ü peymân etdi yârum kim sana yârem velî
Yârlığ vakti sanursen ahd ü peymân etmedi
Akl meydânını zindân-ı belâ bilmez henüz
Kim ki bir müddet cünûn mülkini seyrân etmedi
Sırr-ı aşkın etmedi ancak Fuzûlî âşikâr
Bu mubârek işi her kim etdi pinhân etmedi
Bu Leylînün Mecnûndan haberdâr olduğıdur ve Metâ’-ı vaslına nakd-i cân ile hırîdâr olduğıdur
Çün bildi kim olduğını Leylî
Ruhsârına ahdı eşk seyli
Giryân dedi ey gözüm çerâğı
Vahşîlere el menümle yağı
Sen men dedüğüm habîb imişsen
Derd-i dilüme tabîb imişsen
Sensen dün ü gün dilümde zikrüm
Gönlümde olan hayâl ü fikrüm
Ger tanıyabilmedüm revâdur
Mestem men ü mest işi hatâdur
Kimse ki özinden ola gâfil
Bir özgeni bilmeğe ne kâbil
Ol dem ki dimağa yetdi bûyun
Göz gördi şu‘â’-ı mâh-ı rûyun
Cân bî-haber oldı akl şeydâ
Ten kıldı min ıztırâb peydâ
Deryâ-yı tehayyüre olup gark
Ağyârdan etmedüm seni fark
Ma‘zûr dut ey sanem bu hâlüm
Ta‘n eyleme verme infiâlüm
Sensüz men idüm şikeste-hâtır
Yüz şükr sana yetişdüm âhir
Gül-zâr-ı ümîdüm oldı sîr-âb
Yâ Rab bu hayâldür mi yâ hâb
Ayş ü tarabum çerâğı yandı
Bahtum yuhudan meğer uyandı
Ey dil ki ederdün âh ü nâle
Dâim nigerân olup visâle
Ha devlet-i vasl u zevk-i dildâr
Bi’llâh dahi etme nâle-i zâr
Ey dîde töküp sirişk-i gül-gûn
Her dem der idün ki hanı Mecnûn
Manzûrûn olupdur ol semen-ber
Kıl makdemine nisâr gevher
Ey cân ki çekerdün intizârı
Görmek dileyüp hemîşe yârı
Yetdün ana gel çıh imdi tenden
Get yâra kes ihtilâtı menden
Derdini der iken ol perî-zâd
Sûz ile bu şi‘ri etdi bünyâd
Bu gazel Leylî dilindendür
Açmadı gönlüm felek tâ bağrumı kan etmedi
Kalmadı hurrem meni tâ zâr ü giryân etmedi
Kılmadın yüz pâre bî-dâd ile pür-hûn gönlümi
Bu çemende gül kimi bir lahza handân etmedi
Şükr kim verdi felek kâmum menüm nevmîd edüp
Şîve-i mihr ü mahabbetden peşîmân etmedi
Derd yohdur kimsede yohsa tabîb-i feyz-i aşk
Kimde gördi derd kim ol derde dermân etmedi
Sabr yohdur merdüm-i âlemde yohsa rûzgâr
Hansı müşkil işi tedric ile âsân etmedi
Dutdı seyl-i âb-ı çeşmüm yer yüzin ammâ hoşem
Kim binâsın sabrumun ol seyl vîrân etmedi
Aşk sevdâsında sûd ettüm metâ‘-ı vasl-ı dûst
Ey Fuzûlî cân veren cânâna noksân etmedi
Bu Mecnûnun nihâyet-i hayretidür ve Leylîden istiğna vü gafletidür
Mecnûn dedi ay mana açan râz
Lutf ile kılan meni ser-efrâz
Kimsen mana zâhir eyle adun
Bu bâdiyede nedür murâdun
Cân tâzelenür fesâhatünden
Bu lehce-i pür-melâhatünden
Hulkı hoş ü lafzı cân-fezâsen
Beyle görinür ki âşinâsen
Bi’llâh ne diyârdan gelürsen
Ne râh-güzârdan gelürsen
Ger lâle isen ne dağdansen
V’er sûsen isen ne bağdansen
Şîrin şîrin tekellümün var
Hâl-i dilüme terahhumun var
Bîgâneden ummazem bu hâli
Bir ülfetden değül bu hâlî
Bîhûde değül bu gönlüm almak
Gelmek başum üzre sâye salmak
Akl olsa idi menümle hem-râh
Ahvâlünden olurdum âgâh
Gam gönlümi etmeseydi bî-tâb
Göz perdesi olmasaydı hûn-âb
Gaflet halelinden ayrılurdım
Elbette kim olduğun bilürdüm
Çün mende yoh ihtimâl-i idrâk
Sen söyle özün ki kimsen ey pâk
Bu gazel Mecnûn dilindendür
Eyle ser-mestem ki idrâk etmezem dünyâ nedür
Men kimem sâkî olan kimdür mey-i sahbâ nedür
Gerçi cânândan dil-i şeydâ içün kâm isterem
Sorsa cânân bilmezem kâm-ı dil-i şeydâ nedür
Vasldan çün âşıkı müstağnî eyler bir visâl
Âşıka ma‘şûkdan her dem bu istiğnâ nedür
Hikmet-i dünyâ vü mâ-fîhâ bilen ârif değül
Ârif oldur bilmeye dünyâ vü mâ-fîhâ nedür
Âh u feryâdun Fuzûlî incidüpdür âlemi
Ger belâ-yı aşk ile hoşnûd isen gavgâ nedür
Tamâmî-i sühan
Leylî dedi ey karîne-i rûh
Kâm-ı dil-i mübtelâ-yı mecrûh
Müjde ki zemâne verdi kâmun
Doldı mey-i işret il câmun
Müjde ki müyesser oldı maksûd
Sevdâ ile âhir eyledün sûd
Müjde ki murâdun oldı hâsıl
Maksûda seni Hak etdi vâsıl
Leylî menem ârzû-yı cânun
Kâm-ı dil-i zâr-ı nâ-tüvânun
Müştâk-ı cemâl idün hemîşe
Muhtâc-ı visâl idün hemîşe
Hâlâ ki müyesser oldı dîdâr
Taksîr ü teallül etme zinhâr
Gör devlet-i vaslumı ganîmet
Gel yanuma kılma fevt-i fursat
Dil nezr-i visâl-i kâmetündür
V’er cânum ise emânetündür
Çün düşdi mecâlün etme ihmâl
Gel nezrüni dut emânetün al
Ger haste isen menem tabîbün
V’er âşık isen menem habîbün
Gel bezm-i visâle mahrem olgıl
Bir lahza menümle hem-dem olgıl
Ver nergise lâle ile revnak
Reyhân-ı ter ile zîb-i zanbak
Fîrûzeni et karîn-i yâkût
Kıl tûtiye kand-i nâbdan kût
Peyvend-i gül eyle ergavânı
Hızra yetür âb-ı zindegânî
V’er âşık-ı mübtelâ değülsen
Mecrûh-ı gam u belâ değülsen
Taklîd ile gösterüp alâmet
Kılma özüni meni melâmet
Bir akl ü firâset eyle peydâ
Ancak bizi etme halka rüsvâ
Ey gül bu ana değül midür neng
Kim olmayasen menümle hem-reng
Men arz edem âftâb-ı ruhsâr
Sen kılmayasen harâret izhâr
Men câm dutam deyem ki gel al
Sen durmayasen ayağa fi’l-hâl
Çoh tecribe kılmışem olur az
Ma‘şûkına âşık eylemek nâz
İzhâr cemâlin eylemek gül
Bülbül görüp eylemek tegâfül
Takrîb ile ol büt-i dil-ârâ
Bir turfe gazel hem etdi inşâ
Bu gazel Leylî dilindendür
Ey kılan şeydâ meni menden bu istiğnâ nedür
Nişe sormazsen ki ahvâl-i dil-i şeydâ nedür
Ger mana halk içre pervâ kılmasan ma‘zûrsen
Bu ki tenhâlığda kılmazsen mana pervâ nedür
Sehldür gel bilmeyüp hâlüm terahhum kılmasam
Hâlümi bilmek tegâfül eylemek amdâ nedür
Gül temennâsında derler bülbülün gavgâların
Çün güli gördükde kılmaz meyl bu gavgâ nedür
Ol perî mutlak men-i rüsvâya kılmaz iltifât
Ey Fuzûlî bilmezem cürm-i men-i rüsvâ nedür
Bu Leylîye Mecnûnun istiğnâsıdur ve İsbât-ı safâ-yı imlâsıdur
Mecnûn dedi ey büt-i perî-veş
Hâşâk-i zaîfe urma âteş
Yandurmağuma yeter hayâlün
Yohdur mana tâkat-i visâlün
Zinhâr getürme ey semen-ber
Âyîne-i ârızun berâber
Bir zerreye kim vücûd yohdur
Âyîneden ana sûd yohdur
Ol gün ki gözümde var idi nûr
Gözden yüzini yaşurdun ey hûr
Hâlâ ki nezâren oldı müşkil
Durmak ne içün mana mukâbil
Aşk etdi binâ-yı vaslı muhkem
Ma‘nîde meni senünle hem-dem
Ref‘ oldı bu i‘tibâr-ı sûret
Hâşâ ki olam şikâr-ı sûret
Lezzet ruh-i yâr-ı dil-sitândan
Cândur bulan ey dirîğ cândan