Bunları da Okuyun

    Düello Ve Ölüm Şiiri – Aleksandr Sergeyeviç Puşkin

    29 Aralık 2021

    Kadeh Şiiri – Oktay Rifat

    29 Aralık 2021

    Gördüm De Şiiri – Sefil Selimi

    29 Aralık 2021

    Davet Şiiri – Orhan Veli Kanık

    29 Aralık 2021

    Aşklar mı I Şiiri – Ahmet Telli

    28 Aralık 2021

    Bir Yalnızlık İşareti Şiiri – Metin Altıok

    29 Aralık 2021

    Kayalar’dan Şiiri – Eugene Guillevic

    29 Aralık 2021

    Ali Şefik Şiiri – Halim Şefik Güzelson

    29 Aralık 2021

    Veda Şiiri – Nazım Hikmet Ran

    20 Mart 2022

    Yüzüñ Şems-i Duhâ Şiiri – Baki

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Fuzuli»Leylâ Vü Mecnûn 2701-2800 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 2701-2800 Şiiri – Fuzuli

    Fuzuli- Fuzuli
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Cânum gedeli besî zamandur
    Cismümdeki şimdi özge cândur

    Sensen hâlâ tenümde cânum
    Gözde nûrum ciğerde kanum

    Menden berî eyledün meni sen
    Arza kime eyleyem seni men

    Mende olan aşikâr sensen
    Men hod yohem ol ki var sensen

    Dâim sana mendedür tecellî
    Men gayrden olmuşam tesellî

    Ger men men isem nesen sen ey yâr
    V’er sen sen isen neyem men-i zâr

    Çün men olubem senünle memlû
    Vahdet revişinde hoş değül bu

    Kim daşrada isteyem nişânun
    Bir özge mekân bilem mekânun

    Evvel bu işi edende bünyâd
    Men tıfl idüm ü zemâne üstâd

    Etmişdi sana beni mukayyed
    Gûyâ ohudurdı ders-i ebced

    Hâlâ kılubem kemâl hâsıl
    Ebced sebakın ohur mı kâmil

    Çün yetdi kemâle ser-hat-ı aşk
    Ser-hat görüp ancak eylerem meşk

    Rüsvâlığa çün men etmişem ad
    Sen hem bu sülûki etme bünyâd

    Dut perde-i ismet içre ârâm
    Rûsvây menem sen ol nîkû-nâm

    Mecnûn mana derler ehl-i âlem
    Ancak manadur cünûn müsellem

    Sen olma fesâne-i halâyık
    Mecnûn işi Leylîye ne lâyık

    Mecnûn menem ey vefâlu dildâr
    Dîvâneliğe menem sezâ-vâr

    Sen eyleme hâlüni diğer-gûn
    Leylî ne revâ ki ola Mecnûn

    Gam-hâr isen ey büt-i perî-rû
    Gam-hârlığun hemîn yeter bu

    Kim perde-nişîn olup hemîşe
    Dâim kılasen hicâb pîşe

    Gün kimi çıhup müdâm seyre
    Göstermeyesen cemâl gayre

    Kim sende ne olsa resm ü âdet
    Etvârumadur menüm şehâdet

    Men aşk güzer-gehinde hâkem
    El cümle bilür meni ki pâkem

    Rahm et mana ey büt-i vefâ-dâr
    Ta‘n ehlinün ağzın açma zinhâr

    Çün men reh ü resm-i aşk dutdum
    Nâmûs tarîkini unutdum

    Sen akl eteğini koyma elden
    Nâmûsını sahla her halelden

    Takrîb ile ol esîr-i mehcûr
    Bu nâdire şi‘ri etdi mezkûr

    Bu gazel Mecnûn dilindendür

    Hayâl ile tesellîdür gönül meyl-i visâl etmez
    Gönülden daşra bir yâr olduğın âşık hayâl etmez

    Hakîki aşk çün müstevcib-i noksân değül mutlak
    Özin ehl-i hakîkat vâlih-i hüsn ü cemâl etmez

    Kemâl-i aşka tâlib muhterizdür hüsn-i sûretden
    Ki kayd-i hüsn-i sûret âşıkı sâhib-kemâl etmez

    Delîl-i cehldür aşk ehline sûret-perest olmak
    Ki âkil iftirâkı mümkin ile ittisâl etmez

    Gönülde dûst temkin bulsa olmaz gözde cevlânı
    Mahabbet sâbit olsa öz yerinden intikal etmez

    Sevâd-ı mâsivâdan levh-i dil hâlî gerek dâim
    Muvahhid safha-i idrâke nakş-ı hatt u hâl etmez

    İrâdet zâyi‘ etmez ehl-i ma‘nî sûrete hergiz
    Hakîkat cevherin cehl-i mecâza pây-mâl etmez

    Mukayyed olmaz ehl-i sûretün rengine hâl ehli
    Fuzûlî kim mukayyeddür meğer idrâk-i hâl etmez

    Bu Leylîden Mecnûn etvârına tahsîndür ve Hüsn-i i‘tikâdına kemâl-i yakîndür

    Leylî dedi ey vücûd-ı kâmil
    Kurb-i Haka ismet ile kâbil

    Mi‘râc-ı kemâlüni sınardum
    Keyfiyyet-i hâlüni sınardum

    Oldum nişe olduğundan âgâh
    Hoş mertebedür bu bâreka’llâh

    Ahsent ki zât-ı pâk imişsen
    Pâkîze-vücûd hâk imişsen

    İnsâf hemîn ola kanâat
    Teskîn-i hevâya istitâat

    Aşkunda riyâ gümân ederdüm
    Etvârunı imtihân ederdüm

    El minnetü li’llâh oldı ma‘lûm
    Vasl olduğı meşrebünde mezmûm

    Gam-nâk idüm eyledün meni şâd
    Bir kayd teallukından âzâd

    Bir gâfil-i hod-perest idüm men
    Cehl ile müdâm mest idüm men

    Ârâyiş-i zülf ü hâl ederdüm
    Peyveste munı hâyâl ederdüm

    Kim sen taleb-i visâl edersen
    Nezzâre-i zülf ü hâl edersen

    Hâlâ mana rûşen oldı hâlün
    Mi‘râc-ı hakîkat-i kemâlün

    Men besledüğüm bu zülf ü hâli
    Çeşm-i siyeh ü izâr-ı âli

    Öz cânum içün değül şeb ü rûz
    Nezr-i nazarundur ey dil-efrûz

    Tâ eylesen demî nezâre
    Teskîn veresen dil-i figâra

    Hem sen olasen murâda vâsıl
    Hem ola mana sevâb hâsıl

    Yohdur çü nezâre meyli sende
    N’eyler bu cemâl-i hûb mende

    Ten dürcinde dür-i revânum
    Genc-i bedenümde nakd-i cânum

    Derdüm ola sarf-ı reh-güzârun
    Gördükde kılam revân nisârun

    Tevfîk-ı visâlün edem idrâk
    Endîşe-i hecrden olam pâk

    Hâlâ ki müyesser olmaz ol kâm
    Olmak ne revâ arada bed-nâm

    Nesh-i hat-ı i‘tibâr kıldum
    Râh-ı adem ihtiyâr kıldum

    Tâ niçe vere gubâr-ı sûret
    Âyîne-i zâtuma küdûret

    Vakt oldı ki rûşen ola mir’ât
    Müstağnî ola sıfâtdan zât

    Hûn-âb-ı gam ile doldı gönlüm
    Gonca sıfatı dutuldı gönlüm

    Vakt oldı bu gonca ola handân
    Te’sîr ede feyz-i vasl-ı cânân

    Farz oldı ki tayy kılam bisâtum
    Kat‘edem özümden ihtilâtum

    Setr-i ten edem adem hicâbın
    Ruhsâra çekem fenâ nikâbın

    Tâ hüsn-i ruhum ki istemez yâr
    Olmaya nasîb-i çeşm-i ağyâr

    Zîrâ ki nişân-ı hüsn-i kâbil
    Oldur k’ana âşık ola mâil

    Hüsnümde çü yoh kabûl-i âşık
    Noksân ile olmağum ne lâyık

    Bu hâle münâsip ol perî-zâd
    Fi’l-hâl bu şi‘ri etdi bünyâd

    Bu gazel Leylî dilindendür

    Ne dilber kim demâdem âşıka arz-ı cemâl etmez
    Kalur nâkıs bulup feyz-i nazar kesb-i kemâl etmez

    Değül cezb etmeyen uşşâkı ma‘şûk olmağa kâbil
    Ne hâsıl hüsn-i sûretden ki cezb-i ehl-i hâl etmez

    Gerek ruhsâre-i ma‘şûk mahfî gayr-ı ârifden
    Ki ârif olmayan idrâk-i sun‘-i Zülcelâl etmez

    Hevâ-yı nefsdür kim hûblar vaslına tâlibdür
    Ve ger ne aşk-ı kâmil fark-ı hicrân ü visâl etmez

    Olan nakd-i hayâtın âşıkun ma‘şûk sarf eyler
    Bu zulmi âh eğer ma‘şûkına âşık helâl etmez

    Mecâz ehline hublar cilve-i nâz eylesünler kim
    Özin ehl-i hakîkat mübtelâ-yı zülf ü hâl etmez

    Fuzûlî âlem-i sûretde ser-gerdân gezer gâfil
    Zehi gâfil bu sevdânun ser-encâmın hayâl etmez

    Tamâmî-i sühan

    Hatm eylemedin sözini ol mâh
    Bir nâka-nişîn görindi nâgâh

    Nâka eseriyle bir sebük-hîz
    Gördi ki gelür nesîm tek tîz

    Bildi büt-i gül-ruh u semen-bûy
    Kim özi içündür ol tek ü pûy

    Bildi ki rakîb-i bed-gümândur
    Endûh-i dil ü belâ-yı cândur

    Ol mâh-veş olduğında gâlib
    Olmış ana sür‘at ile tâlib

    Gül-zâra henüz yetmedin hâr
    Gül kıldı vedâ‘-ı sahn-ı gül-zâr

    Ol hâlete vâkıf olmadan gayr
    Depretdi cemâze-i sebük-seyr

    Cûyende görüp ol âftâbı
    Terk etdi şitâb ü ıztırâbı

    Tevfîk-i murâda oldı hoş-dil
    Düşdi öne kıldı azm-i menzil

    Şehbâzı yetürdi âşiyâna
    Tapşurdı nihâli bâğ-bâna

    Mecnûn yine kaldı zâr ü mehcûr
    Hem-sohbeti mâr ü hem-demi mûr

    Ne durmağa tâkat ü karârı
    Ne gezmeğe elde ihtiyârı

    Bu Mecnûnun mi‘râc-ı fezâilidür ve Beyân-ı mertebe-i hüsn-i hasâilidür

    Şâhenşeh-i mülk-i mihnet ü derd
    Ya‘nî Mecnûn-ı derd-perverd

    Bir pâk idi kim bu arsa-i hâk
    Anun kimi görmemişdi bir pâk

    Ma‘mûre-i kurb-i Hak makâmı
    Ervâha farîza ihtirâmı

    Çün nefret-i şerr-i nesl-i Âdem
    Kıldı ana vahşeti müsellem

    Her vahş donunda bir firişte
    Yâr oldı ol âdemî-sirişte

    Zâhirde refîki vahş ile tayr
    Bâtında melâik ile hem-seyr

    Kılmışdı kemâl-i i‘tidâli
    Kisvet eleminden anı hâlî

    Çekmezdi cihânda ol cihân-gerd
    Endîşe-i germ ü gussa-i serd

    Bilmişdi cihânun i‘tibârın
    Yoh yerine saymış idi varın

    Dutmışdı tarîk-i ehl-i tevhîd
    Bulmışdı kemâl-i terk ü tecrîd

    Olmışdı vücûd-ı pâki bir nûr
    Âlâyiş-i ekl ü şürbden dûr

    Tahsîl kılup safâ-yı sîret
    Görmişdi mecâzdan hakîkat

    A‘yâna yoh idi i‘tibârı
    Nakkâş idi nakşdan murâdı

    Mevzûn idi tab‘-ı nükte-dânı
    Her nüktede vâkıf-ı meânî

    Fuzuli şiirleri Leylâ Vü Mecnûn 2701-2800 Şiiri - Fuzuli Leylâ Vü Mecnûn 2701-2800 Şiiri - Fuzuli şiiri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Leylâ Vü Mecnûn 701-800 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 601-700 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 501-600 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 401-500 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 301-400 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 2901-3000 Şiiri – Fuzuli

    Bunları da Okuyun

    Adres Şiiri – Ahmet Günbaş

    29 Aralık 2021

    Belki Bir Gün Duyarsın Diye Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Şikayet Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Çelişkili Kötü Şiiridir Şiiri – Arkadaş Zekai Özger

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Şükran Kurdakul

    Çocuklar Şiiri – Şükran Kurdakul

    Şükran Kurdakul

    II. Dün babasını bekledi Çocuklardan gizlenerek. Bu gün gene bekliyor, Gözüne uyku girmedi. Duraklarda, kapıların…

    Müfredât 134 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    29 Aralık 2021

    Yokluğun Her Dakika Ölüm Demek Gitme Kal Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Geçemezsin Deli Gönül Geçilmez Şiiri – Pir Sultan Abdal

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Bizim İllerin Beyleri Şiiri – Köroğlu

    29 Aralık 2021

    Asılmışların Baladı Şiiri – François Villon

    29 Aralık 2021

    Barışa Çağrı (Barış Gelsin Dağlara) Şiiri – Mahzuni Şerif

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Abdurrahim Karakoç şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Agah şiirleri Ruhsati şiirleri Karacaoğlan şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.