Bunları da Okuyun

    Kalmak Türküsü Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021

    Yurdu Severken Duymak Şiiri – Fazıl Hüsnü Dağlarca

    29 Aralık 2021

    Fetva Vermiş Koca Başlı Kör Kadı Şiiri – Pir Sultan Abdal

    29 Aralık 2021

    Hasan’a Mektup – 14 Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Yasak Şiirler Şiiri – Nizar Kabbani

    29 Aralık 2021

    Toprağın İniltisi Şiiri – Nail Abbas Sayar

    29 Aralık 2021

    Sevdalar Serime Doldu Da Geçti Şiiri – Aşık İsmail Daimi

    29 Aralık 2021

    İçeriden Gazel Şiiri – Sadettin Kaplan

    29 Aralık 2021

    Acı Şiiri – Halil Cibran

    29 Aralık 2021

    Çetin Bahis Şiiri – Tahir Abacı

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Mehmet Akif Ersoy»Bir Mersiye Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Bir Mersiye Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Mehmet Akif Ersoy- Mehmet Akif Ersoy
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    (Henüz, on dokuz, yirmi yaşlarında iken bu cihân-ı zulmete vedâ ederek, âlem-i nûrânûr-i dîdâra yükselen yâr-i cânım Hilmi hakkında)

    Nihâyet oldu nazardan nihân o nûr-i mübîn,
    Peyinde kaldı ufuklarda bir hayâl-i defîn!
    Zevâl, o emr-i tabî’î kemâle derpeydir:
    Fezâda yükselen encüm olur ufûle karîn;
    Fakat bu necm-i emel sanki berk-ı hâtıf idi,
    Ki birden etti gurûbuyla ufku leyl-âkîn.
    Tenezzül etmedi nâsûta, döndü lâhûta;
    Kemîne pâye-i iclâli oldu ılliyyîn.
    Hayâli yâd-ı hazînimde, rûhu bâlâ-gerd,
    Vücûdu bister-i makberde iğtirâb-güzîn…
    Tehallül eyledi, gûyâ o nûr-i yekpâre,
    Nigâh-ı bârika-bîn oldu bir de hârika-bîn!
    Bir âsümân-ı celâlin muhîti oldukça,
    Nazarda Arş ile yeksân olursa çok mu zemîn?
    Kitâbe, seng-i mezârında hep kitâb-ı ledün;
    Sirâc, fevk-ı serinde ziyâ-yı nûr-i yakîn.
    Sütûnu merkadinin Hakk’a yükselen tehlîl;
    Revâkı meşhedinin nâzilât-ı arş-ı berîn.
    Zemîn-i hâkine ferrâş dest-i nâz-ı nesîm;
    Fezâ-yı kabrine sâkî sehâb-ı nesr-âyîn.
    Nücûm, türbesinin türbedâr-ı bîdârı;
    Bahâr, lâhdine pûşîde sütre-i rengîn.
    Açılmadan kuruyan gonce-i izârı için
    Seherde nevha-i bülbül terâne-i Yâsîn!
    Havâda mevcesidir şehper-i melâikenin,
    Eden riyâh değildir bu servilikte enîn.
    Leyâl o tayf-i lâtîfin harîm-i ismetidir;
    Şafak ki hâtıra-i iğtirâbıdır, ne hazîn!
    Bütün mekân, nazarımda o rûha nüzhet-gâh,
    Eğerçi yükselerek oldu lâmekânda mekîn.

    Ey aslına iltihâk eden nûr,
    Sensin bana her tarafta manzûr;
    Olsan da zılâl içinde mestûr,
    Bir an değilim o lem’adan dûr:
    Rûhumda ebed-karâr şu’len.

    Mevvâc sabâhatin seherde,
    Berk urmada nâsiyen kamerde;
    Şeb sahn-ı harem-serâna perde.
    Matvî evrâk-ı verd-i terde
    Bir şemme kitâb-ı nükhetinden!

    Nağmendir eden riyâhı tehzîz,
    Senden bu nevâ-yı şûriş-engîz!
    Tayfın beni eyliyor seher-hîz…
    Ey hâtırasıyla rûh lebrîz,
    İndimde bu kâinât hep sen!

    Ey lem’a-i şu’le-i İlâhî,
    Ey subh-i ebed karârgâhi.
    Hiç bulmaya tâbişin tenâhî…
    Envârına gelmesin tebâhî…
    Bir böyle bekànı isterim ben.

    Sönmez yanan ihtimâli yoktur,
    Sönmek sözünün meâli yoktur…
    Yok, nâre demem zevâli yoktur,
    Nûrun fakat öyle hâli yoktur.
    Olmaz ona hiç adem nişîmen.

    Ey hâtırasıyle kaldığım yâr,
    Artık aramızda bir cihan var!
    Sen gökte safâ-güzîn-i dîdâr,
    Ben yerde azâb içinde bîzâr!
    Gûşumda bütün terâne şîven!

    Şîven demi nây-i nağme-kârın,
    Şîven cereyânı cûybârın,
    Şîven sesi bâd-ı bî-karârın,
    Şîven bana âh yâdigârın…
    Sen gökleri hande-zâr ederken!

    Bir Mersiye Şiiri - Mehmet Akif Ersoy Bir Mersiye Şiiri - Mehmet Akif Ersoy şiiri Mehmet Akif Ersoy şiirleri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Geçinme Belası Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Küfe Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Hasır Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Tevhid Yâhud Feryâd Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Merhum İbrahim Bey Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Selmâ Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Bunları da Okuyun

    Güzelleşen Boynumdan Şiiri – Akif Kurtuluş

    29 Aralık 2021

    Hasan’a Mektup – 10 Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Kanto XXI Şiiri – Ahmet Ada

    29 Aralık 2021

    Fibula Şiiri – Ahmet Günbaş

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Ataol Behramoğlu

    İlkbahar Şiiri – Ataol Behramoğlu

    Ataol Behramoğlu

    Yüzümü bulutlara kaldırıp Dua eder gibi mırıldanıyorum Kuşlarla, otlarla yıkanıyorum Rüzgarla, ilkbaharlaGüneş gözkapaklarımı ısıtıyor Ah!…

    Ömür Bahçasının Gülü Solmadan Şiiri – Yunus Emre

    29 Aralık 2021

    Efendim Gisü-yi Siyehkarında Şiiri – Aşık Ömer

    29 Aralık 2021

    Büyüteçle Kâğıt Yakan Çocuklar Şiiri – Alper Gencer

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Utanmak Şiiri – Attila İlhan

    28 Aralık 2021

    Geliyor Nazlımın Göçü Şiiri – Karacaoğlan

    29 Aralık 2021

    Can Sıkıntısı Şiiri – Charles Baudelaire

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Agah şiirleri Karacaoğlan şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Ruhsati şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.