Bunları da Okuyun

    Sone 81 Şiiri – William Shakespeare

    29 Aralık 2021

    Dua Başlangıcı Şiiri – Can Yücel

    28 Aralık 2021

    Ne Zaman (Kışı Bitmez) Şiiri – Muhlis Akarsu

    29 Aralık 2021

    Sen Değil Miydin? Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021

    Âh kim bir serv-kad sevdüm yine adı ‘Alî Şiiri – Aşık Çelebi

    29 Aralık 2021

    Âgâz-ı Gazeliyyât 1 Şiiri – Agah

    29 Aralık 2021

    Anama Sitem Şiiri – Hasan Hüseyin Korkmazgil

    29 Aralık 2021

    Dost Kapısı İster İsen Doğruluk 1 Şiiri – Seyrani

    29 Aralık 2021

    Arzum Benim Şiiri – Erzurumlu İbrahim Hakkı

    29 Aralık 2021

    Şair Nef’i Sokağı Şiiri – Betül Tarıman

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Dönemler»Cumhuriyet Dönemi»Neyzen Tevfik»Ferdâ-yı Vahdet Şiiri – Neyzen Tevfik

    Ferdâ-yı Vahdet Şiiri – Neyzen Tevfik

    Neyzen Tevfik- Neyzen Tevfik
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Sen ey gurur-ı beşer, ey tahakküm-i gaddar,
    Sen ey siyaset-i masruadan doğan efkâr!

    Sen ey hurafe-i edyân u şirk-i milliyyet,
    Dimağ u kalb-i beşerde onulmayan illet!

    Sen ey fesane-i emmare, münzelât-ı zunûn,
    Akâid-i mütecennin, sahâif-i pür hun!

    Sen, ey feza-yı garazdan inen kevâkib-i şer,
    Pıranga-bend-i dalâlin olan şu tavk-ı beşer!

    Evet, rivayet-i zu’munca altı bin senedir,
    Demir düğümlerin altında zâr u gürsinedir.

    Maâbidin gibi dâr-üs-sına’a-i ifsâd,
    Dem-i cinayeti Habil’le Kabil’e isnad.

    Eden ve hakk-ı veraset güden şu insanlar
    Ki gayz u kinine şahit minareler, çanlar.

    Birinde bang-i Muhammed, birinde savt-ı Yesû
    Bela-yı kizb ü cehaletle kubbeler meşbu

    Uçar ukab-ı menâhî feza-yı kizbinde,
    Ne hacleler satılır, bu durulmayan dinde.

    Haham, papaz, hoca cürmün birer nigehbâmdır,
    Erâzilin bu maâbid gedikli dükkânıdır.

    Kiminde turfa belası, kiminde nâr-ı haram,
    Zavallı muterifinse geçirdiği âlâm.

    Diyanetin bu koğuklarda gümrüğü alınır,
    Yalanla safvet-i aşka ne darbeler çalınır.

    Girer peri-i zekâ bu karanlığın içine,
    Görür bekâret-i Meryem, güler iken piçine.

    Çocuk anayla semavi bir aşk-ı müstetire
    Delil olursa pederlik de hâle-i bedre.

    Kalır ki mantığa, fenne teması kaldırsak
    Sızar huveyne-i Kuşu/’şu resmi bir sıksak.

    Değil mi ismet-i Meryem Yesû’a bir ideal,
    Olur bu hikmet-i Teslise en celi timsal.

    Gel ey zekâ-yı beşer sen şu şi’r-i aşka sokul,
    Bu nur u sicn-i bekâret, fakat bugün bir dul.

    Damarlarında seyahat eden hayal-i garâm,
    Samim-i kalbine bir gönce eylemiş ikram.

    Masalcı bir karı varmış bekâret isminde,
    O sırdaşı imiş aşkın hadâset-i sinde.

    Ziya-yı raşe-i vahdet o burca dikmiş tuğ,
    Terennüm etmiş o demde heman rebab-ı büluğ.

    Netice Yusuf u Neccâr Meryem’e dayamış
    Bu şi’re din demiş, İsa hayal ile boyamış!

    Fakat bu din, bu görünmez sihirli istihkâm
    Ki her nefeste bir işkence âletiyle zalâm,

    Saçar, bulandırır aşkın meal-i nükhetini
    Kırar kebûter-i aşkın per-i meveddetini.

    Şikeste-per dolaşan şu benât-ı Havva’dan
    Sorun mecelle-i aşkın mealini bir an.

    Sorun ki lirinin evtârı inlesin bir dem,
    Terennüm eylesin uşşâka sine-i Meryeml

    Kadın, bu genc-i serâir, hazain-T melekût,
    Bu nur-ı mâye-i şefkat, bedîa-i lâhut,

    Mukaddes addedilen enbiyanın annesidir.
    Rebâb-aşka gerilmiş telin teranesidir.

    Kitab-ı hilkatin uzvî şerefli matbaası,
    Mehâsin-i beşerinse meali, şaşaası.

    Cennetin kapısından kovulma bühtanı,
    Bu iftira-yı musanna, bu Cidde destanı,

    Deha-yı hâzıra karşı bu iftira lekedir,
    Bu ilm-i hâl-i fazâyih, şebaba tehlikedir.

    Hücuma erkek olanlar düşünmeden girmiş,
    Kadınlığı siper-i intikama indirmiş.

    Esir olunca kadınlık nikâha bağlanmış,
    Müzeyyenâta da bakmış, tel örgüdür sanmış.

    Değil mi ya? İpek, altın saadetin temeli?
    Kadınlığın bu kelepçe içinde kalmış eli.

    Kadın elindeki kirmiş bir erkeğin dince,
    Bu kir çıkarmış elinden boşarsa fikrince.

    Muhakkar olduğunu dinden eyliyor talim,
    Şu ayete bakınız: “İtine keydekünne azîm.”

    Şu altı bin senedir izdivacı tanzime,
    Muvaffak olmayan ezhan değer mi tazime?

    Peki, bu halde kadın kim olur tefekkür edin:
    Benim evimde karım şu, esire bir hain!

    Bir izdivac-ı musannayla def’-i şehvet için,
    Şu zen muhayyer alınmış senin elinde geçin.

    Hakaret et, boşa, döv, söv, elindedir dizgin,
    Bu kısrağın damarında fakat siyah bir kin,

    Gezer, durur, uyumaz ha, bütün gece dolaşır,
    Bu intikamı kadınlık damarlarında taşır.

    Sebep şu, Âdem’i cennette aldatan Havva;
    Senin karın, sana burda ne işlemez acaba?

    Netice şu: Karı ba’dennikâh ölünceye dek
    Sever, sevilmeyi ister tabiaten bî-şek.

    Nikâh, onun nazarında berây-ı ref’-i günah
    Muvâzaa gibi bir şey,… iş kucakta penah.

    Değil midir şu netice hakikatin güneşi,
    Sevişmenin tarafeyni görür, bulur bu işi.

    Evet, o gayz u cehalet ocaklarında zekâ,
    Muhakeme eritilmiş mükerreren, hâlâ

    O din belası taassup, şu şirk-i milliyet,
    Döküldüğü kalıbın ananâtmı elbet

    Eder muhafaza çünkü fazâili tahnit
    Eden maâbid-i muzlim, sefil, kanlı muhit.

    Mecelleler, avukatlar, yalancı şahitler,
    Bugün, yarın sonu gelmez üzüntü gel gitler.

    Kovulmalarla hakaret, pırangalar, mahbes,
    “Ya sus, ya öldürürüm ha! ” Bilinmeyen bir ses.

    Ceza-yı hükm-i tagallüb döver de ağlatmaz,
    Büyüklerin sözü, darb-ı meseldir â! Batmaz.

    Karın güzelse başında bela-yı mübremdir,
    İmam, hoca, iki şahit, görünme mahremdir

    Emir verildi, şeriat bu, laf değil, bana bak,
    Karım deyip de sokulma, uzak dur ondan, uzak!

    “Zavallı kız, kurumuş be,” deyince birden imam,
    Hücum-ı ra’şe-i teflîc, sar’avî evham

    Sarar dimağını bî-çare, bî-haber, bî-kes
    Donar kalır, “İmam haklı” mealini her ses,

    Derin kanaat u imanla, aşk u vicdanla,
    Bu cümle hep bir ağızdan çıkar, düşün, anla!

    İkinci günde talâk-ı selâse dalgaları,
    Kulakların dolaşır sahilinde, karı.

    Muhakeme edemez, bir hacâlet-i dini
    İçinde kalmış o aciz, şu seng-i telini

    Kimin vücuduna atsın, ne semte fırlatsın?
    Tanınmayan bir adamla, evet, nasıl yatsın?

    Evet, bu emr-i şeriat, bu hülle olmak için.
    Şakırtısında da vazıh hukuk arar bir din.

    Gelince rüşvete, kizbe kılıncı keskindir,
    Meşîhatin kapısından berây-ı hak bir gir!

    Hudâ düşürmesin erbab-ı iffeti oraya,
    O yerde hakkını almaz güvenmeyen paraya!

    Cahîm-i zillete düşmüş olan şu çifte şebab,
    Per-i meveddeti kırmak şeriaten icab.

    Ederse aşk u muhabbet bu yerde aciz mi?
    Değil, fakat para lazım, bu ruhu haiz mi?

    Esas aşk u muhabbet güzel, fakat din var,
    Bütün batâat-i hülle, bu hangi kalbe sığar?

    Yutulmaz a, bunu biz bir yoluyla sordursak
    Peri-i aşkı kadınla buluşturup da uzak

    Durup da seyre koyulsak, hayale resm-i geçit,
    Vazifesi düşecek olsa, intihabı baît

    Olan ufukların altından önce kalbinde
    Arar da hülle’yi fikren sevimli bir zinde

    Ateşli kolların aguş-ı vuslatında bulur,
    Mukaddesat-ı maâbid yanar, düşer, kül olur.

    Mükevvenata mahabbet, beşerle yek-rengî.
    İnan, bu birliğe terk et fazâyih-i şirki.

    Ferdâ-yı Vahdet Şiiri - Neyzen Tevfik Ferdâ-yı Vahdet Şiiri - Neyzen Tevfik şiiri Neyzen Tevfik şiirleri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Olur Ya! Şiiri – Neyzen Tevfik

    Vaiz Şiiri – Neyzen Tevfik

    Mevlânâ Şiiri – Neyzen Tevfik

    Hoca Şiiri – Neyzen Tevfik

    Şahane Cehalet Şiiri – Neyzen Tevfik

    Hak Olur Pir-i Mungan, Sohbet-i Hemdem De Geçer Şiiri – Neyzen Tevfik

    Bunları da Okuyun

    Boş Bıraktın Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021

    He Şiiri – Asaf Halet Çelebi

    29 Aralık 2021

    Anı Şiiri – Can Yücel

    28 Aralık 2021

    İlim Adamı(!) Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Neşet Ertaş

    Mecnun Gibi Dolaşıyom Çöllerde Şiiri – Neşet Ertaş

    Neşet Ertaş

    Mecnun gibi dolaşıyom çöllerde çöllerde Hayat beni gezdiriyo yel gibi Ah eder ağlarım gurbet ellerde…

    Ultra Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021

    Yürek Alçı Tutmaz Şiiri – Akif Kurtuluş

    29 Aralık 2021

    Sen Ağlama Ben Ağlayım Bülbül Şiiri – Aşık Veysel Şatıroğlu

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Çocuk Gibi Tiril Tirilliğinle Şiiri – Ataol Behramoğlu

    28 Aralık 2021

    Alkol İkindisi Şiiri – Yılmaz Erdoğan

    28 Aralık 2021

    Sarhoş Şiiri – Ömer Hayyam

    28 Aralık 2021
    Etiketler
    Abdurrahim Karakoç şiirleri Agah şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Karacaoğlan şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Ruhsati şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.