ey sineği kanadıyla uçuran
ey kulları Sırat’ından geçiren
sevenlerin zikrindeki görünmez
bilgelerin fikrindeki görünmez
ey gülümü bana özgü yaratan
dallarını baharıyla donatan
ırmağa yaklaştım; akarak gitti
servi gözüyaşlı bakarak gitti
gece, tenha koydu beni dünyaya
kanlı çığlığımı duyurdum aya
acıdı halime gökte her yıldız
sabah, saçlarımı okşadı yalnız
güneş bile derman olmadı bana
son bir ümid ile yöneldim sana
boynumu kırdım da kapına geldim
garipler otağı yapına geldim
nerde gülüm, hayal hücresinde mi
mor salkımlı evin bahçesinde mi
ülkemde en güzel hakandır gülüm
beni bu ateşte yakandır gülüm
kanımın rengini taşır yüzünde
götür beni O’na, koyma güzünde
ey ayrının hasretini bitiren
ey yolcuyu sılasına yetiren
Ulu Tanrı, Ulu Sahip, Ulu Rab
Yardım eyle; ruhum harab; ten harab