Teferrüc eyleyi vardım, sabahın sinleri gördüm.
Karışmış kara toprağa, şu nazik tenleri gördüm.
Çürümüş toprak içre ten, sin içinde yatar pinhan.
Boşanmış damar, akmış kan, batmış kefenleri gördüm.
Yıkılmış sinleri dolmuş, hep evleri harâb olmuş.
Kamu endişeden kalmış, ne düşvar halleri gördüm.
Yaylalar yaylamaz olmuş, kışlalar kışlamaz olmuş.
Bar tutmuş söylemez olmuş, ağızda dilleri gördüm.
Kimisi zevk-u işrette, kimi saz-u beşârette.
Kimi belâ vü mihnette, dün olmuş günleri gördüm.
Soğumuş şu kara gözler, belirsiz olmuş ay yüzler.
Kara toprağın altında, Gül derer elleri gördüm.
Kimisi boynunu eğmiş, tenini toprağa salmış.
Anasına küsüp gitmiş, boynun buranları gördüm.
Kimi zârı kılıp ağlar, zebâniler canın dağlar.
Tutuşmuş sinleri oda, çıkan dumanları gördüm.
Yunus bunu kanda gördü, gelip bize haber verdi.
Aklım vardı bilim şaştı, netekim bunları gördüm