şarkısını söylerim Olaf’ın kutlu ve görkemli
onun sımsıcacık yüreği irkildi savaşta:
bilinçli bir savaş-karşıtı o
onun çokbisevilen albayı(sırım gibi
westpoint’li çok sıkı eğitilmiş)
ele aldı yoldan çıkmış Olaf’ı tez elden;
ama – sevinçten uçan bir gedikli
güruhu(önce vurarak kafasına
onun) buzlu sularda süründürdülerse de
o umarsızlığı ki başkaları vurdularsa da
fırçalarla daha yeni kullanılmış
bu çamurlu tuvalet taşlarında,
aynı türden enteller uyarırken
sadakatini körleştirici aletlerle –
Olaf(herkesin gözünde
bir ceset ve istemeyen tek çul bile
üzerinde Tanrı’nın ona sunduğundan başka)
karşılık veriyor,bıkıp usanmadan
“Öpmeyeceğim sizin.iktirici bayrağınızı”
gümüş kuş derhal ciddileşti
(fırladı telaşla tıraş olmaya)
ama – her sınıftan subaylar
(özlem dolu bir ulusun gökgözlü gururu)
bitkin avlarını sövüp tekmelediyse de
cılkı çıkıncaya dek kendi cırlak
sesleriyle ve postalları daha beter olana dek,
ve kışkırttılarsa da birincisınıfustaerleri
makatına şeytanlıkla sataşsınlar
diye ellerinde ustalıkla kullandıkları
ateşte kızdırılmış kasaturalarla-
Olaf(bir zamanlar dizleri olan şeyler üzerinde)
neredeyse durmaksızın yineliyordu
“epeyce mok var Ben yemeyeceğim”
başkanımız, iddia eder bütünüyle
kendisine bildirildiği üzere
o korkakorospuçocuğunun
bir zindana tıkıldığını,orada öldüğünü
İsa’yı(Rahmeti sonsuz olan)
görmek için yakarırım:ve Olaf’ı da
özellikle daha çok çünkü
istatistikler yalanlamadıkça o
daha yiğitti benden:daha sarışındı sizlerden.
Çeviren: T.Asi BALKAR