Sabah çiğlerine benziyen gözlerini
Söndürüyor tozlu kitaplar
Güneşi kapatan duvarların dibinde
Taş kesilmiş soğuk bir dünya
Yıldızlara dokunmak çiçek sulamak varken
Anlaşılmaz çizgiler karatahtada
Rakamlarla harflerle ince bir tuzak
Krallardan savaşlardan sözediyor boyuna hasta bir ses
Yengi diye belletiyor kanı ve külü
Dağları denizleri gözkamaştırıcı göğü
Sinsice bir yana itip
Tanrı diyor her şeyi silen karanlığa
Kafalara kuruyor sömürgesini
Bir ses ki toprağa güllere uzak
Neye yarar bu kırık taşlar ölü kentler
Kurutulmuş zaman koleksiyonları
Nerde ellerin sonsuz coğrafyası
Buğdayın şafağı yaz kımıltıları
Yüreğin buluşlarını anlatan Tarih
Nerede erişilmez dorukları aşkın
Nerede yaşam o gürül gürül akan ırmak