Gücümüz kâfi değil, pek naçarız Allah’ım
Tavşan yavrusu görsek hep kaçarız Allah’ım
Yalvarırız kapında el açarız Allah’ım
Bizleri kamusalcı BAŞ’a muhtaç eyleme
Ne zaman yola çıksak yoldan çevrilmekteyiz
Her gün ezilmekteyiz, her gün savrulmaktayız
Dünya cehenneminde yanıp kavrulmaktayız
Ateşin sıkletinden KIŞ’a muhtaç eyleme
Doğacak nesilleri dört başı mamur gönder
Günahsız ellerinde demet demet nur gönder
Rahmetine susadık, hayırlı yağmur gönder
Kurutma kökümüzü, YAŞ’a muhtaç eyleme
Atlayıp geçmek zordur dikili kazıkları
Eğlencede, israfta tükettik azıkları
Sen doyur gönlümüzü, sen artır rızıkları
Yoksulları ekmeğe, AŞ’a muhtaç eyleme
Zulüm bitsin dünyada akmasın masum kanı
Anaların, eşlerin artık yanmasın canı
Atıp kaçırmak için pusudaki şeytanı
No’lur ellerimizi TAŞ’a muhtaç eyleme
Hakikat iklimine girmemize nusret ver
Hakikat güneşini görmemize nusret ver
Hakikat çiçekleri dermemize nusret ver
Kullarını hayale, DÜŞ’e muhtaç eyleme.
31 Ekim 2005/Vakit