Elimde fener
Karşımda fener:
Karanlığa karşı savaşa gidiyorum.
Yorgunluk beşikleri
gelip gitmelerin çekişmesinden
duraksamışlar
Ve derinliklerden bir güneş
Küllenmiş evrenleri
aydınlatıyor.
Yıldırımın asi haykırışı
Sabırsız bulutun rahminde
döllendiği an
Ve üzüm ağacının suskun acısı
Ufak koruğun
Uzun sarmalın sonunda
filizlendiği an
bütün haykırışım
acılardan kaçmaktı.
Çünkü ben,
en korkunç gecelerde
güneşi
umutsuz dualarımla istemiştim.
Güneşlerden geldin
seherlerden.
İpeklerden ve
aynalardandın sen.
Tanrının ve ateşin olmadığı boşlukta
bakışını ve güvenini istemiştim
umutsuz bir duada.
İki ölüm arasında
iki yalnızlığın boşluğunda
ciddi bir akış.
[İşte senin bakışın ve güvenin böyledir! ]
Senin sevincin
acımasız ve ulu
boş ellerimde nefesin
şarkı ve yeşillik.
Kalkıyorum!
Elimde fener
gönlümde fener
ruhumun pasını saydamlaştırıyorum
senin aynanın karşısına
ayna koyuyorum
senden sonsuzluk yaratayım diye.
Çeviri: Zahra DEMİRCİ – Sobhi BABEK