Açılırda şafak defteri
kalın divitler düşer ince yapraklarına
gün başlar akreplerde çırak tedirginliği
bir ayağı uçuruma uyanır
gözlerinde ceylan kalmış kim varsa
ödüne iğne gibi dokunur durur hayat
kanlı toynaklarıyla süreğe çıkan barbar
deşer temiz kanını yayına kiriş için
Biter dağların uzun rüyası
mert ölür pas tutar mavzerleri
pirinç beşiklerde palazlanan ihanet
yürür ergen güllerin en toy damarlarına
onların ahşaplarda incecik işlemeli
ellerinden kül kalır ve birazcık da kına
Sen aşk obasındansın tayın kırılgan
kaygısız kursağını tahnitlemeden korku
içindeki ardıçta şeceren kurumadan
geldiğinden hevesli dö de git aramızdan.