Bir yıldız, bir karanlık
düştü şavkı suya.
Çok değil burada artık
(ülkem için) gözyaşı
azıcık, birkaç damla.
İşte bir gün daha bitti
çocuğun gözleri doldu.
Kuyunun suyu çekildi,
gidip geliyor (gölgem)
her zaman hiçbir zaman arasında.
Nerde haziranlar nerde temmuzlar
açan her gül?
Bir düş gibi solar
(saati yürür) çünkü,
inceden, acıyla.
Çekilmiş olsam da bir köşeye
gözlerimi yummuyorum
hiçbir şeye,
(hayır, diyorum) hayır
yüz kez, bin kez ve daha.
Yok olmaz, biliyorum
söylenmemiş bir söz bile.
Gün ışığı mı yitecek
gece karanlığı mı (diyorum)
bilinmez ama.
Bir yıldız, bir karanlık
işte bir gün daha bitti,
çok kalmadı sabaha.
Saati yürüyor günün
her zamanla hiçbir zaman arasında.