kadir
cebindeki 30 lira ile parkın ortasındaki banka çöktü
çıkarıp cebinden baktı biri 20’lik öteki 10’du
yeşil olan kemaleddin 20 numara mimardı
bıyıkları kıvrıldıkça güzel saçları limonla yapıştırılmış
iyi bir adama benziyordu
yanındaki zarif binaları
kendisi çizmiş gibi duruyordu
1927’de kavuşmuş toprağına
elli yedi sene sürmüş gurbeti
kadir de elli yedi yaşındaydı
ordinaryüsprofesördoktorcahitarf
kırmızı bir 10’du
gülümser bir şekilde uzağa bakıyordu
ama kalın çerçeveli geniş camlı gözlüklerinin
ardından kıstığı gözlerle değil
sanki saçlarına doğru derinleşen
geniş bir alınla bakıyordu
o da mimar kemaleddin gibi
iyi bir adama benziyordu
kadir cahit hoca’ya meraklı gözlerle baktı
acaba bu adam ne hocasıydı?
yanında matematik semboller vardı
küçük sayılarla uğraşmaktan
gözlerini bozmuş olmalıydı
zahiri keşiflerde bulunmuş
mühim birine benziyordu
1997’de göçmüş bu diyardan
kemaleddin’den 30 sene fazla beklemiş
gidenler aynı yaşlarında kalıyorlarsa
cahit hoca kadir’in babası yaşındaymış
kadir ikisine de şöyle bir baktı
ikisinin de gömleği ceketi kravatı vardı
ikisinin de etrafında benzer şeyler yazılıydı
ikisinin de arkasında birer mustafa
kemal’in alı bıyıklı yeşili bıyıksız
kaşları birbirine benzeyen birer atatürk vardı
kadir elindeki paraları katladı
biri al, biri yeşil
ikisi de kağıttandı
aldı avucuna koydu cebine
şöyle derin bir şükür etti haline
cebinde 30 lirası vardı