meyledip devranın rızkı peşine
lokmasın sayarsan lokma olursun
düşmeyip rezzakın derdi düşüne
ekmekle doyarsan açlık bulursun
terk edip ceylanı kurdun eşine
carı duymaz isen cana solarsın
vurmayıp özünü çöl ateşine
dara durmaz isen mâre yanarsın
yâr edip aslanı kuzgun leşine
tezgâhın kurarsan miski sorarsın
kanmayıp ayığa dönüp keşine
ehlinin yerine cehli koyarsın
zâr edip dünyanın şeşi beşine
çamurun binbir renge boyarsın
varmayıp ahi’nin aşkı işine
sürgünün içinde sıla oyarsın