Açık pencereden sesleniyor,
ağacın yapraklarına söyletiyor:
“Beni unut! ”
Oturduğu evin balkonundan,
bulutlara haber salmış olacak,
ne dedikleri işitilmiyor ama, anlıyorum:
“Beni unut! ”
Damların üstünden geliyor bu ses,
tramvaylar, otobüsler getiriyor,
denizden motorlar getiriyor.
Bazen dalıyorum, insan hali,
bir karanlık içinde gözleri
ıslak, siyah konuşuyor:
“Beni unut! ”
O gece yan yana yürüyorduk,
hiçbir şey konuşmuyorduk,
fakat sesi, durmadan kulağımda çınlıyordu:
“Beni unut! ”
Bu trene de ne oluyor bilmem
yolunda doğru dürüst yürüse olmaz,
Yenikapı’dan her geçişinde
avazı çıktığı kadar bağırıyor:
“Beni unut! ..” “Beni unut! ..”
Anladım, herkes ondan yana
rıhtımdaki vapur, kilise çanları,
radyoda şarkı, sokak satıcıları,
caddeler, bulvarlar onu tutuyor.
Olmayacak bir zamanda sesleniyor:
“Beni unut! ..”