Bunları da Okuyun
Arif Damar
Ayaklarının ucuna basa basa sokul, dur arkamda, ellerinle gözlerimi kapa. Topu topu kaç defa göz göze geldik, kaç defa tuttum…
Böyle uzun yaşamak iyi de Sık sık Bir suçluluk duygusu uyanıyor içimde Halit Asım gibi hemen usuma gelen Türküsü yarıda…
De bana Anlat hadi Kaç Kaç kez Gönül gözüyle gördük Can kulağıyla dinledik ki Ah çın çın nasıl da güzel…
Yalnızlığım kalabalık gitgide Soğuk günler gibi çekildim kentin sokaklarından Yoksa koruyamam bu sevinci, kılır kolum kanadım yoksa Hani yok mu…
Öyle uzak Gitgide Öyle güzelleşti ki O yüzü hiç görmedim Hiç yaşamadı belki Tülin’in yüzündeki Duru güzellik Nasıl da benzer…
Önce yağan kara gülümsedi Kaçıştı sonra yalın ayak çocuklar Dikildi durdu işsizin biri Çıkardı güneşi ceplerinden Kadındı kursağına girmedi Kaç…
Annem yaşlanırken, Büyürdüm ben de.. Kahvesini çekerdim el değirmeninde, İpliğini İğnesine geçirirdim, Saat Kaç sularında Söylerdim, Gözlüğünü bulurdum Koyduğu yerde,…
I. Kendi elimle tek tek Çaylarını sunarken Devrimci genç kızların Delikanlıların Aklımdasın hey Koca Fikret Hep aklımda Bu büyük kentin…
Kar savrulurken Günler günlerdir aralıks1z Ben de savrul savruluyorum Yetmiş yılın ötesine İki kardeş yan yanayız Bir sac mangalin önündeUzatmışız…
“Bir sigara yakmaz mısın Kadir? ” Kızılırmak akıyordu ben, kararan karşı dağlara bakıp gayri ihtiyari böyle söyledim. Fakir bir Anadolu…
Arsız bir sarmaşık gibiyim Ta çocukluğumdan Binbir düşe Umuda Sıkı sarılan Güzde bütün yapraklar Sarardıkları zaman -Hemen dökülecekler- Benimkiler güneş…
Elimde demin Küçük bir saksı vardı Boş bir saksı Nasıl ağırmış meğer Nasıl kolum ağrıyor Boş Bomboş Çiçeksiz bir saksı
Şafak vaktidir Terket beni artık hatıra Bundan böyle ben artık dağılıp boydan boya mısralarıma esirler açlar ve mağluplarla hürriyet ekmek…
Gece seni birdenbire hatırladım Nasıl bakarsa sürüye dağdan bir canavar pencereden dışarıya öyle baktım Dışarda seni benden ayıran hayat dışarda…
Bizim Anadolu’muz var ya, Erzurum Yaylası, Palandökenler Ağrı, Çukurova’mız Aklıma düşünce öyle bir seviniyor, öyle bir seviniyorum ki..
Pencereye pencere hey pencere derim ne gücenir ne eder Sokağa sokak hey sokak derim o da öyle Gün geçer hey…
Gecem erken dur dur Gözlerine bakmazsam uzun bakmazsam Gecem erken inecek bitecek tükenecek gibi de değil Dur bir sokak daha…
Büyük şairdi, sevdi, sevdalandı Nâzım Hikmet Karasevdamızı sevdi türküsünü güzel de söyleyerek O kadar aşk, her şey türküsünü sürdürmek içindi…
O öylece kalacak: yağmur, ıslak toprak ve tel örgü. Hududa yakın bir kesimde arkadaşlar hücuma kalktılar, ayak sesleri hâlâ kulağındadır.…
Harbin yorgunluğu kalkmış üzerinden “avuçlarında toprak ve kan” sağ ayağın yarım metre uzakta sol kolun kırık ve kurtulmuşsun her türlü…