Aşık sümmani ve aşık şenlik dönemlerinde aşıklık geleneğinin doğudaki en önemli aşıklarıdır.aşık sümmani’nin hakk aşığı olduğu konusunda ne kadar tereddütlerimiz yoksa aynı şekilde aşık şenlikte hakk aşığıdır geçmişte bu iki aşık arasında geçen karşılaşmalar dosthane tavırlar aşıklık dünyasında çok önemli bir yere sahiptir.
Aşık şenlik çıldırın suhara köyünde 1850 yılında doğmuştur.aşık sümmani ile rüyalarında dost oldukları söylenir.kısacası aşık sümmaniyle kader arkadaşıdır.çok sert yapısıyla dikkat çeken aşık şenlik’e karşılık sümmani ise nasihat ehli olarak bilinir.
Aşık sümmani’nin çıraklarından biri,aşık sefili çıldırdayken kendini sümmani olarak tanıtır ve bir konağa Ardahanın Ur Köyünde Hamşioğlullar’ının beyi Celal Beye kendisini Aşık Sümmani diye tanıtır.amacı; Aşık Sümmani’nin adını kullanarak Aşık Şenlik’i mat etmektir.kendisi farkında değildir ama Aşık Şenlik kendisinden kat kat büyük bir aşıktır.Celal Bey de Sümmani senın adını çok duydum ama görmek bu güne nasipmiş,Şenlik’e haber edelim de gelsin insanlar sizin karşı karşıya gelmenizi bekliyor der.Şenlik’e haber edilir Şenlik bu haberi alınca inanmaz Sümmani olduğuna babası ne oldu oğlum neden inanmıyorsun der “baba ben Sümmani’yi rüyamda gördüm bu gelen Sümmani olamaz ama Celal Bey’in sözü yere düşmez gideceğim” der ve yola çıkar bu arada Sümmani ile Şenlik’in atışacağını duyan halk Celal Bey’in konağını hınca hınç doldurmaktadır.Şenlik konağa gelir celal beye selam verir ama Sefili’ye selam vermez ve söyleşiye başlarlar fakat atışma beklenmedik bir şekilde kısa sürer Sefili Sümmani’nin adını yere düşürür sazını da şenliğe bırakır Samikale’ye doğru yola çıkar. O zaman ki atışmalarda mat olan aşık sazını bırakır gidermiş Sefili’nin sazı bırakması da ondan dır.
Aşık Sümmani tarlada ekin biçerken bir de bakar ki Sefili başı önde geliyor,Sümmani; “hayırdır sefili derdin ne senin” der.Sefili; “Sümmani Baba durum böyle böyle sazım Celal Bey’in konağında git adını kurtar” der. duyduklarına inanmakta zorlanan Sümmani, atını düzen eder Ardahan’a doğru yola çıkar Şenkaya’nın bir köyünde mola verir o köyde de yakın bir arkadaşı vardır bu arkadaşı çok bilge birisidir Sümmani ‘nin şenliğe mat olduğu söylentisini duymuştur. Sümmani bir şeyle duydum doğru mudur ben inanmadım ama? der. Sümmani de olanları anlatır Sümmani Baba sonraki gün yoluna devam eder ve konağa ulaşır. Selam verir ama kendisinin Sümmani olduğunu söylemez bir de duvara bakar ki Sefili’nin sazı duvarda asılı, Celal Bey ısrar eder ama kimliğini söylemez Aşık Sümmani. sofra kurulur Sümmani Baba sofraya davet edilir Sümmani tam somuna elini attığında Celal Bey birden Sümmani ‘nin elinden tutar ve “sen kimsin, nerden gelirsin, nereye gidersin? önce kendini tanıt” der.Sümmani Baba sofradan geri çekilir sazını eline alır ve şu dizeleri söyler:
Ben bu aşkın cenunuyam, pirişan derler bize
Aşk ile sermest olmuşum, zernişan derler bize,
Ervah-ı ezelde Hakk’a ikrar edenlerdeniz
Saye-i Resulüllah’dan ehl-i iman derler bize
Ta ezelden Lebbeyk kelamı söyledi lisanımız
Cemala müşerref etsin halk eden Hallakımız
Es-Seyyidü’l-Ahmedi Bedevi sultanımız
Bezm-i tarikat içinde dervişan derler bize
Elest-ü bezminde Hakk’a ikrar eyledi ervahımız,
Hamdolsun hamd-u senalar, Hakk’a doğru rahımız,
Halife-i ruy-i zemin mülki padişahımız,
Tabiatı, vilayeti Ali Osman derler bize
Adem Safiyullah’dır bizim aslımız, ecdadımız,
Hazreti pir i mügandır ta ezel üstadımız,
Sebavetten sorarsan Hüseyin dir adımız,
Aşıkanlar zümresinde kul Sümman derler bize
Bu şiiri dinleyen Celal Bey; “Nasıl olur iki gün önce Sümmani geldi ve Şenlik’e mat oldu gitti” Sümmani durumu anlatınca Celal Bey “Şenlik’i davet edeyim gelsin” der bu isteği Sümmani geri çevirir ve kendisini hayvan tüccarı olarak Şenlik’in köyüne gider.Şenlik’in babası Kadir Ağa sümmani ağırlar ve bir yandan da Şenlik’e haber edilir köye bir hayvan tüccarı geldi babanda misafir diye.Şenlik Sümmani’nin geldiğini anlamıştır ve hemen babasının evine gelmiştir kapıdan içeri girince rüyasında gördüğü Sümmani’yi tanır ve boynuna sarılır bir kaç kelam muhabbetten sonra söze başlarlar;
ŞENLİK
Merhaba aşık Sümmani cevher saçan merhaba,
Kelâmı kadim içinde harfi seçen merhaba,
Hasret kaldık bu dünyada mah-i tap ziyasına,
Dünyanın müzeyyen keyfin koyup geçen merhaba
Namert odu ehli dilde hasiyet görse dana
Mağrib-i maşrık-a katsam tenzil edersin ona
Çıkıpsan arşu alaya ismi ayandır sana
Melekler safında durup arşta uçan merhaba
Kerametin zuhur etti ehli diller başısın
Şenlik’in gözünün nuru huluskar gardaşısın
Cenneti bihişt bağında müminler yoldaşısın
Hazreti kırklar yediden bade içen merhaba
SÜMMANİ;
İbret lisanı ile mücevher saçan,
Ehli dil şenlik’im sen misin gardaş
Mağripten maşriğa ayan ve beyan
Alemde ürüşan gün müsün gardaş
Mücevher yığınağı cevher dükkanı
Sinen müzeyyendir gevherder kanı
Bir gören bir daha arzeder seni
Can içinde şirin can mısın gardaş
Sümmani meftundur cevher satana
İşte bende geldim sizin vatana
Lütfun hana benzer hükmün sultana
Bu çıldır elinde han mısın gardaş
ŞENLİK;
Derdim ondur dokuzunu demenem ağyara ben
Sekize arzumanım var yediye avara ben
Beş benim kisp-i karımdır dörde kıldım temenna
İkiye muhabbetim var yalvarırım bire ben
SÜMMANİ;
Elest-ü bezminde geldim hakkı hak ikrara ben,
Hamd olsun hamdu senalar düşmedim inkara ben,
Adamı kamil eyleyen arifi irfan imiş
Ya niçin can feda etmem öyle bir hünkara ben
ŞENLİK;
Otuz iki derdim vardır kırk sekiz dava ile
Üç yüz altmış altı burcu on iki sahra ile
Çardır mezhep, çardır kitap, çar gönül sevda ile
Tasdik-i ikrar eyledim varmadım kenara ben
SÜMMANİ;
Otuz iki farzın beyan kırk sekiz Cuma ile
Üç yüz altmış altı gündür mahi bir sene ile
Okuyup ezber eyledim ilm ile imla ile
Ta ezelden bend olmuşum öyle bir tüccara ben
ŞENLİK;
Elli dört babın içinde demim var devranım var
Yetmiş bin hicab içinde bir şahi hübanım var
Altı bin altı yüz altmış altı derdimin dermanı var
Şenlik’em şeş hesabı ile yar oldum o yare ben
SÜMMANİ;
Elli dört farzı beyan ettin sen gayet be gayet,
Yetmiş bin hicab içinde habibi nuri ahmet
Altı bin altı yüz altmış altı ayet beyyinat
Sümmani’yem gulam oldum öyle bir haznedara ben
şenlik devamla sorar;
ŞENLİK;
Osmanlı elinden azmirah ettin,
Ey ki ihvan sen bu yana gelipsin
Firkati ah ile menzile yettin
Sebep neki bizim kana gelipsin
SÜMMANİ;
Azmirah ettirdi ol abı dane
Nasip kısmet için nana gelmişem
On dört yıldır oldum şem-i pervane
Ateş alıp yana yana gelmişem
ŞENLİK;
Ben bilirim aşk elinin halini
Aradan kaldırak kıl-ü kalini
Gördün bizim yerin kalma kalini
Candan geçip kızıl kana gelipsen
atışmaları dinleyen köy halkı içerisinde hasım olanlar,kalabalıktan istifade ederek,kapıda biri birisini tabancayla vurur.şenlik sümmani’yi uyarmak ister.
SÜMMANİ;
Ezel hizmetim var elif’e ba’ya
Hak kulun emeğin verir mi zaya
Bir can borçluyum gani mevlaya
Vermek için can kurbana gelmişem
ŞENLİK;
Kem kelam çıkarmam dahi dilinden
Yad ettin gönlümü gayri felimden
Çok aşıklar geldi geçti elimden
Sen galiba alişana gelipsin
SÜMMANİ;
Dost eline varmak araf dediler
Dostla görüşmek müşerref dediler
Seni aşk ehline sarraf dediler
Gevher için kıymet kana gelmişem
ŞENLİK;
Sefil şenlik evvel duyuptur adın
Kaçıncı babdan kalbi küşadın
Benen ülfet etmek midir muradın
Söyle yoksa imtihana gelipsin
SÜMMANİ;
Sümmani paç ummaz şöhreti şandan
Lütfü kerem gözler sırrı yezdandan
Lakin davet etsen çıkmam meydandan
Vahdet içre bir pühnane gelmişem
bu arada dinleyenler müdehale ederek, biraz da sümmani’nin önce söylemesini isterler sonra sen nazire yaparsın derler.bunu üzerine şenlik der ki küftayi aşığın ismini duymuşsunuz kendini tanımazsınız onadan bana bir kaç soru geldi cevabını istediği için bende yazıp gönderemedim fırsatım olmadı.şimdi küftahinin sözlerini ben söyleyeyim sümmani de mana etsin bir taşla iki kuş vurmuş oluruz ondan sonra da elbette bir şeyler düşünürüz.sümmani baba söylenenlerden şüphe etti, küftahının bahane olduğunu beyanla bizzat kendi sözünü söylemek istedi.bende kısmen noksan cevap vereyim bakalım şenlik bunu fark edecek mi veya farkında olmadan geçecek mi? farkında olursa kendi malı olmassa elin malıdır siye sümmani düşünerek cevap vermeye hazırlandı
ŞENLİK;
Çar enasırdandır ademin bendi
İnsanda bulunan haller nedendir
Bu çar enasırınn aslı ne ola
Cesetler balçıktan kanlar nedendir
SÜMMANİ;
Çar demek dört şeydir kılam aşikar
Ayan olsun böyle haller biz için
Ateş ile abdır haktır rüzigar
Eser türlü tevür yeller biz için
(damardaki kanlar ın neden olduğunu söylemedi sümmani de şenliği denıyordu)
ŞENLİK;
Aşıklar cehr ile bu bahre daldı
Meyli muhabbetin canana saldı
Açtın rivayetin birisi kaldı
Cesetler balçıktan kanlar nedendir
SÜMMANİ;
Aşık olan çıkmaz doğru erkandan
Lütfu kerem gözler sırrı yezdandan
Bir rivayet ruhtan yediği nandan
Dağıldı damara kanlar biz için
ŞENLİK;
Seninle yeniden kuralım bir cenk
Asla bir aşıkta koymamışım renk
Ne sebep bıçaksız bismildir semek
Bunda olan hikmet yollar nedendir
SÜMMANİ;
Garip yerde garip gönlüm olmaz şad
Elimden ne gelir mevladan imdat
Nemrudun okundan balığı azat
Hak helal buyurdu mallar biz için
ŞENLİK;
Sefil şenlik sana verdi azabı
Kühtahının budur bana hitabı
Ahiri kim ola ölüm kasabı
Bize baki kalan eller nedendir
SÜMMANİ;
Sümman’ım değilem gönlü münevver,
Şadlık taksiminden yok bende eser
Ölümü boğazlar yahya peygamber
Hak lütfundan cennet eller biz için
bu ara sümmani şenlik için şöyle der:”şenlik eli bahane ederek,kendi sınırından bana ham toprak söktürdün şimdi de kara kotanı bozmadan bizim sınıra atalım, birazda bizim sınırdan ham toptak sökelim. “merakla izleyen,dinleyen cemaatte buna karar vererek söze sümmaniyi başlatırlar;
SÜMMANİ;
Eylen aşık şenlik bir cevabım var
Dinle ben fakirin muhabbetinden
Bu cümle ruhların mayası neden
Bir gözesin söyle bidayetinden
ŞENLİK;
Saye-i pirimden olmazam mahzun
Söyle anlayalım kemaletinden
Bu cümle ruhlara maya kef-i nun
Var etti Resul’un yüz hürmetinden
SÜMMANİ;
Anladım ermişsin sende bu hale
Düşelim seninle bir kalma kale
Cebellerden hangisidir evvela
Tarif eyle bana bir cihetinden
ŞENLİK;
Sen bir derya isen bizde bir deniz
Zannetmeki o ahvali bilmeyiz
Evvel olan ol cebeli kubbeys
Dilersen vasfeden alametinden
SÜMMANİ;
Semavatta bir merdiven durağı
O merdiven hangi çamın budağı
Söyle bana onun kaçtır ayağı
Ustası kim haber ver ziynetinden
ŞENLİK;
Semavatta o merdiven durağı
Altın gümüş değil o çam budağı
On sekiz bin tekmil vardır ayağı
Yaradan halk etmiş kuduretinden
(sümmani şenliği denemek için çam budağı dedi altın olduğunu biliyordu)
SÜMMANİ;
Berek allah şenlik metahın tamdır
Muradın eliftin maksudun mimdir
Merdiven başının memuru kimdir
Söyle anlayalım alametinden
ŞENLİK;
Pirini bilmeyen bu yolda tordur(tor =toy)
Aşıklık dediğin polattan zordur
Adem peygamberin. Ruhu memurdur
Sorulmaz mevlanın sır hikmetinden
aşık şenliğin annesi döneminin kadınlarına göre çok bilge bir kadındır ve bu atışmayı baştan beri bir köşede dinlemektedir duyduklarından sonra bu iki aşığın yanına gelir oğul siz yenişemessiniz günlercede atışsanız yenişemessiniz boşuna kendinizi helak etmeyın ben sümmani’yi manevi oğlum ilan ediyorum sizde sarılın birbirinize ve muhanneti burda bitirin der.sümmani de ana sen bizi evlat kabul ettınğin gibi bizde seni çoktan ana kabul ettik izin verirsen son kıtaları söyleyıp bitiririz. bundan sonra sümmani son sözlerini söyler…
SÜMMANİ;
Sümmani der size verdim zahmeti
Demek sakin edek bu muhabbeti
Neye memur nedir orda hizmeti
Bari anlayalım tamametinden
ŞENLİK;
Sefil şenlik bu müşgülün halleder
Ruhlar ondan gelir hep ona gider
Cümle ruhu sur’e o taksim eder
Ne sorarsın bana sır hikmetinden
ve karşılaşma burada sona erer aşık sümmani aşık şenlik yenişemezler ebedi dost olarak hayatlarına devam ederler….