Ah, bütün kalbimle öyle hissediyorum,
Öyle ümit ediyorum ki,
Ölümün kendisi geldiğinde,
Ölümün bu her günkü ağırlığı,
Her günkü hükümranlığı
Sıyrılıp düşecek, a ruhum,
A kuzum, a beyaz farem,
Sözümüzün, sazımızın,
Şenliğimizin üzerinden,
İyileşmiş bir yaranın
Kabuğu gibi.
Ve içimizde açtığı yaranın yüzü,
Yaranın gülümseyen yüzü,
Yaranın sarhoşluk veren ışıltısı,
Oyunlarımıza delilik katan,
Çocukluk katan ışıltısı,
Yaranın soru soran,
Konuşan ışıltısı,
Düşünen, tasarlayan
Ve yaratan ışıltısı,
Yarayı yara yapan ışıltısı
İnsanı insan Yapan’ın
Işıltısına karışacak,
Denize ulaşan bir derecik gibi.