Ellerinden utanıyorsun,
benim mutlu olmaktan utandığım gibi…
Gösterişli bir vitrin gibisin,
ağladığını bir tek sen biliyorsun.
Ağladıkça daha da ışıldıyor sahipsiz güzelliğin.
Bense hep yoldayım. Evim hiç olmadı. Kaçıyorum…
Sahipsiz güzelliğinin verdiği acıdan kaçıyorum.
Kaçmaktan kaçıyorum.
Hiçbir şey istemiyorum,
belki utandığın ellerini sadece…
Ellerin vitrinin dışında, nasıl da masum, sıcak.
Alışmamışım mutlu olmaya ben,
ellerini vitrine koyup, kendimden kaçıyorum…