H. Fethi Gözler’e
Bir ceviz ağacı tanıyorum çok eskilerden
Onunla biliyorum çocukluğumu.
Daha, kuru kabuk bir kozken
Toprağa ellerimle atmıştım
İçinde dallar saklayan tohumu.
İlkten uzun bir unutuş,
Sonra kar, tipi, yağmur, rüzgâr..
Sonra da pencerelerde gülen aydınlık
İlkbahar.
Derken kabaran toprak, sıcacık bir yaz günü,
İki yeşil yaprak selâmladı
Mavi tablo gökyüzünü..
Ve güneş ve ay ve yıldızlar
Ne kadar güzeldi ne kadar.
Yaprakçıkları taşıyan dallar
Hevesle, aşkla uzadı, boy verdi..
Sevdi yanıbaşındaki fındık ağacını,
O garibe önce kokusunu iletti, nereden gelmişse,
Sonra yapraklarını dokundurarak belli etti
Komşuluk sevincini..
Bu hal içinde çok yazlar, baharlar geçti,
Dost çocukla, dost ceviz
Birlikte büyüdü, gelişti,
Birbirine karıştı düşleri, dilekleri..
Ağırdı havası ceviz ağacının,
Gölgesi koyuydu.
Kokusu bayıltıcı, yeşili acı,
Dalları güçlü, diri,
Ulu ulu sallanırdı boşlukta geceleri..
Kendi üzerine kendisi gerilen bir kanattı sanki
Onu kozken avuçlarında tutan çocuk gibi..
Ama ne görsün ki bir gün
Yol göründü çaresiz can dostuna!
O gün bugündür
Ceviz ağacı hasret ona,
O, hasret ceviz ağacına…
Yunus’tan Bugüne Türk Şiiri / H.Fethi Gözler / İnkılâp Yay. 1981 s.575