Bunları da Okuyun
Ahmet Oktay şiirleri
Yazdı gözlerimi yumduğumda, öğle sonrası; dayımdı dutu silkeleyen, çarşafın dört ucunda………………..
Kaçıp sana saklanıyorum akşam oldu mu Sana dokununca mı denizleniyor masa Senin avcıların mı çok hayvanları kovalay………………..
Yağmur çiseliyor! Akıp gitsin üstümdeki küf! Yakam bağrım fora. Üç duble votkanın beklentisindeyim; dört şiddetinde bir deprem! ‘Mal ve can…
Düşümde gördüm Özcan Tekgül’ü. SIrtında kızıl bir pelerin.Ey Aşk ve Ölüm Meleği! Kentler senindi. Çamurda açtın yitik zakkum; Hûlyânla dirildi…
Bir balıkçının yüzü vapurdan inince gözümü alıyor öğle güneşi gibi, dokunup geçse bir serseri kuş ikindi vaktince incelmiş hüznüne anlatacak…
Çok az sey saklamisim yasamimda ; ne bir fotograf var ilk asklardan ne bir mektup, dostlardan bes on tane ;…
Dolaşıyorum ne zamandır kalbimde bir gül kesiği; ıslak………………..
Uzat saçlarını gecenin balkonundan isteğimin çok tüylü suyuna. Bir orman gecesinde bir kar gündüzünde, gördüm nasıl süzüldüğünü yırtıcı ölüm kuşlarının.…
İşte bir ses geçiyor sıkıntıdan baksam pencerede yağmur da var, hani saçlarını ya da göğsünü çok ince bir hüzünle bezeyen.…
Gece bir geyik bahçesidir bazan ürkek, korkulu, nefes nefese, çünki hep birileri gelecektir hep birilerine gidecektir düşlerin ve şarapların üstüne.…
Bir cigligin icinde yakaliyorum seni Kac kez Istanbulsu, Parildayan, isitan, yakan bir alev gibi. Ustunde uzun, pis, yalniz sokaklarin yagmuru..…
Intiharla bir söyleşi bu kitap.Edemediğim ve edebileceğim intiharlarla.Her insan aklında en az bir kez öldürür kendini. Çünkü biliniyor artık; tek…
Nerde okumuştum, bilmiyorum kim söylemişti: ‘kimseye borcum kimseden alacağım yok’ diye. Tumturaklı bir cümleydi; tuhaftı da, ekonomik terimlerle dillendiriliyordu özgüven.…
Yarım bir aşk, yarım bir dudaksın sıkıntılı ikindi yağmurlarında her yeni erkekten sonra daha erkeksin tuzlu inciler dolu kuş uçmaz…
Bilmiyor Rembrandt daha,yalnız peynirden ve akarsulardan konuşuyor değirmenci Felemenk; nice acılar süzdü paletinden Paris yollarına düştü ama henüz Van Gogh…
Hocan Bedri Rahmi renkli güneşler bir iki kalın sözlük nakışlı veremler ve doğurgan aşklar yerdi bir oturuşta- çok kalabalık bir………………..
Odysseusİki adım önümde gidiyor pazar yerinde, başında eskjmiş keten bir kasket; her tezgahın önünde yinelenivor aynı soru: “domates kaça, ………………..
Küt küt toslayarak şuramda bir delik açtıkça yaşamak denen bocurgat ne rakının tadı kalıyor ne çingene pembeleri içinde önüne gelenle…
Saat beş. Yoğurt vuruyor analar, akşam kaçak tütün gibi koyu, yumuşak, alev almış göçebe bir kurt sesi kalaysız bakraca, buzlayan…
Çünkü gök sıkıntıyla ağar rüzgâr buruşur, bir yaprak düşer ve kaçıyordur solgun mavilikte maviler ve al geyikler. İşte altın ve…