Bunları da Okuyun
Ahmet Telli şiirleri
Ayağı kayan bir çocuk Kadar şaşkınım, bilemedim Düz yolda yürümenin imlâsını Kanayan dizlerime bakıp da Ağlamayı öğrenemediğim gibiSevgilisi değildim kadınlarımın…
SOLUK BİR AY DOLANIYOR KENTİN ÜSTÜNDE HER GECE HER GECE BİLGE BİR GEZGİN TAVRIYLA ADIMLIYOR YOLUNUGÜZ YANIĞI BİR DURGUN SESSİZLİKLE…
Anlat bize yürüyüşün güzelliğini koşunun rüzgarını, köpüren yeleyi toynakların kızgın kıvılcımlarınıKişneyen bir tayın sevincini anlat öfkeyi ve sağırındaki mahmuz yarasını…
Uğuldayan ve hep uğuldayan bir orman kadar üşüyorum şimdi yanlış rüzgârlar esiyor dallarımda yanlış ve zehirli çiçekler açıyor Kanımda kocaman…
Gün batarken sula fesleğenleri balkonun kokusu sokağa taşsın sokaklar kayıp çocuklar gibi hırçındır, ürkek ve biraz şaşkınSular bulutlanır sen susarsın…
(Öner’ in anası için)Kayıp duruyor bakışları duvardaki resme ve kapıya oğul mu beklediği, sevgili miBelli ki yaşıyorlar hala uzun uzun…
Deli kuş bilir misin nedir türküler kadar sevdalanmak duyabilmek yüreğinde bir depremin uğultusunu Suya düşen bir karanfilse yüreğin bırak kendini…
Hiç özlemedim seni Özlemek dostluktandır dostluğundan öte bulmalıyım seni Sıcaklığını bulmalıyım dokunuşlarını, kenetlenişi Terimizle sulanmalı yeryüzü güneş terimizle ışıldamalı sabah…
1Yetmiş iki gündür bir dolapta kilitliyim. Yalnızca anahtar deliğinden hava giriyor ve ölü bir ışık sızıyor içeri. Yalnızlık hiç de…
Sülfür inceldi ve en yorgun yerinden kırıldı ayna Tenhaydı düşlerim, geceydi, çıkıp geldim işte Su ve ateş bir de gülünç…
Acının miladıyla başlayan bir hikayedir bu yaşayıp gelmişiz ormanlar bir yanarak her dönemeçte uğultulu uçurumlar her şafakta uzun uzun kurt…
Yüreği ağzında bir çocuk Gibi alırken kalemi elime Beceriksiz, acemi ve olasıya Yapayalnızım her defasındaBu sonuncu olsun diyorum Ömrümün eksiksiz…
Bulutları düşünüyorum kuşları ve aşkı Tarihleri var da onların hattâ anıları Vatanları olmadı hiçbir zaman ki onlar Ayışığına karıştılar yeryüzünden…
I Bekle beni küçüğüm umudu karartmadan sevinci yitirmeden bekle döneceğim bir gün elbet bekle beniBahar geldiğinde kırlara çıkacaksın dizboyu otlar…
Göz değil bunlar kesinlikle değil irin gibi bir nefret akıyor sadece Dudaklar yok burun yok alın yok yüzü yok bu…
Sen dostumdun benim gülünce güneşler açan Bulutlara rüzgara asarım suretini her akşam Her akşam bir mektup yazarım dağlar kadar Meşeler…
Kimdi cesaretimi kıran,üstelik Yeni serüvenlere hazırlarken kendimi Sesimi cılız,rüzgarımı yelkensiz Bulan kimdi, ki şimdi geniş zaman Kipiyle düşürüyor gölgesini anılarımaAma…
Karda izler bırakıyorum avcılar peşime düşsün Bir uçurum kıyısında vursunlar beni ki dünya Uğuldayıp duran bir uçurum değil miydi zatenKarda…
Bütün ayraçları kaldırdın ama unuttuğun Bir şey vardı yine de, çiçekleri sulamadın Gökyüzü sarardı o zaman bulutlar kirlendi Ve ne…
Anısı biz olalım bu sokakların öpüşmediğimiz tek saçak altı hiç bir otobüs durağı kalmasın Biz yürüyelim kent güzelleşsin gürültüsüz sözcükler…